Festivale hâlâ bilet alabilirsiniz!

BİR OYUNCUNUN AŞIRI ACIKLI ÖYKÜSÜ
DUBLÖRÜN HİKÂYESİ  - TİYATRO MİTOS

Kemal, empati duymaktan kendinizi alamayacağınız bir karakter. Aslında bir oyuncu. Ama ‘oyun alanı’ diğer oyuncuların ‘gölgesiyle’ sınırlı olmuş. Hep oyuncu olmak istemiş ama tüm hayatını dublör olarak geçirmek zorunda kalmış, bir yandan da hayatta tek başına ayakta durmaya çabalayan bir adam. Yine de başına gelenlerle de hayalleriyle de dalga geçebilen biri. Hayatının sıkıştığı ranzasının önünde karşımıza çıkacak ve içinden bolca hayal kırıklığı, sakarlık, başarısızlık geçen öyküsünü anlatacak seyirciye. Kemal Uçar’ın kaleme aldığı, Şenol Önder’le birlikte yönettiği ve oynadığı, temposu ve ironisi yüksek bir oyun.

24 Kasım ve 25 Kasım, 20.00, Moda Sahnesi’nde. Öğrenci 45, tam 85 lira.

BU İKİ OYUNA KULAK VERİN!
VARLIK & EFTEN PÜFTEN ŞEYLER - PODACTO

Yeni nesil ses tiyatrosu Podacto yapımı iki oyun, festival kapsamında seyirciye ‘sesleniyor’. Aksel Bonfil’in kaleme aldığı ve yönettiği ‘Varlık’ ile kendimizi 1940’ların İstanbul’unda, hayatları Varlık Vergisi’nin ezici yüküyle tepetaklak olan üç kişilik bir ailenin evinde bulacağız. Cengiz Bozkurt, Esra Dermancıoğlu, Salih Bademci, Ahsen Eroğlu’ndan dinleyeceğiz.

Eften Püften Şeyler

‘Eften Püften Şeyler’, ‘yeni roman’ akımının öncülerinden Nathalie Sarraute imzalı bir oyun. Nejat İşler, Özgür Emre Yıldırım, Ülkü Duru ve İştar Gökseven’in seslerinden dinleyeceğimiz oyun ‘dil’in ilişkilerimizdeki yerine dair zihin açıcı bir iş. İki oyun da podcast formatında dinlenebilir.

Çevrimiçi gösterimler 1 Aralık’a kadar online.iksv.org üzerinden takip edilebilir. 20 lira.

FESTİVALİN ‘KONUŞMALAR’I

Festival çevrimiçi ortamda gerçekleşen zihin açıcı buluşmaları takip etmek açısından da bir fırsat sunuyor. (Geçen sene canlı yapılan söyleşi serisi ‘Birlikte Konuşalım’da tiyatronun farklı kanallarında süzülmeye, üzerine konuşmaya ne kadar ihtiyacımız olduğunu görmüştük.) ‘Öğrenme ve Gelişim Programı’ başlığı altında düzenlenen söyleşilerde tiyatroda kadın yönetmen, yazar ve koreograflara dair konuşmalar yer alıyor. Kerem Karaboğa ile Şahika Tekand’ın ‘Tiyatroda Kadın Yönetmen Olmak’ sohbetine dikkatinizi çekmek isterim. Karaboğa’nın kadın yönetmenlerin Türkiye’de tarihsel olarak 80’lerden sonra sahneye çıkmasından bahsetmesiyle açılan konuşmada Tekand; 80’lerden sonra sanatın hayatı yansıtmaktan çıkıp olması gereken üzerine kafa yormaya başlayışını ‘dişil bir tutum’ olarak değerlendiriyor. Sanatın hayattan bağımsızlaşmasındaki dişil durumla, pratikte kadın yönetmenleri tiyatro dünyasında görmeye başlamamız arasındaki bağlantıyı kuruyor Tekand.

Kayıtlar, tiyatro.iksv.org/tr/ogrenme-ve-gelisim-programi adresinde.

‘YAŞAYACAĞIZ VANYA DAYI!’

Kadıköy Hasanpaşa’daki mekân açılalı dokuz sene olmuş. Dokuz senede burada kendi oyunları ya da konuk toplulukların işleri olan onlarca oyun izledidik. Şimdilerde pandemiye ve tüm ağır ekonomik koşullara rağmen ayakta durmaya çalışan bağımsız mekânlardan biri olarak direniyor Kadıköy Emek Tiyatrosu. Vazgeçmemenin, devam etme çabasının bir parçası: Çehov’un başlıktaki ümitvar repliğini de anımsatarak bir dayanışma festivali düzenliyorlar. 27 Kasım’a kadar sürecek festivalde sahnelenecek oyun, stand up, konser ya da söyleşileri takip edebilir, gitmeseniz de destek bileti alabilirsiniz. Programda 24 Kasım Salı ‘Küründen Kabare’, 25 Kasım Çarşamba ‘Züleyha’ var. Detaylı bilgi ve biletler kadikoyemektiyatrosu.com adresinde. Söyleşileri çevrimiçi olarak takip edebilirsiniz.