Tanrılar çıldırmış olmalı

Canım okur, ayran içtik ayrı düştük okur. Ben köyümü özledim sevgili okur. Burcu burcu Ege kokusu, burnumda tüten okur...
3. Uluslararası Malatya Festivali’ni takip etmek için yaklaşık bir haftadır Malatya’dayım. Şehir hakkındaki izlenimlerimi ilerleyen günlerde yazacağım. İzmir’de neden bu çapta bir festival yapılamıyor konusuna da ayrıca gireceğim.
Ancak şu an gündemim çok daha heyecanlı.
Çünkü ben bugün ömrü hayatımın en önemli deneyimini yaşadım. Avuç içi kadar beynim ve bütçemle bu yaşıma kadar kısmen dünyayı dolaştım. Ama böylesine kendimden geçmedim.
Kendimi sonsuzluğa bu kadar yakın hissetmedim. Ben bugün, Nemrut Dağı’na çıktım. UNESCO’nun Dünya Mirası Listesi ile koruma altına alınan Nemrut’a. Dünyanın 8. harikası kabul edilen Nemrut’a. Yüksekliği 2150 metre.

Hikayesine gelince...
M.Ö. 62 yılında, Kommagene Krallığı denen bir yerde, bir deli Kral (Antiochus Theos), Krallığının en tepesine, 9 metre yüksekliğinde dev heykeller yaptırır.
Üstelik dünyanın en güzel gün doğumu ve gün batımının gerçekleştiği noktaya.
Bu nasıl bir aritmetiktir ki; sabahın ilk ışığı bu heykellerin üzerine düşer, günün son ışığı da yine bu heykellerin üzerinden çekilir.
Bu heykellerin her birini Yunan ve Pers tanrılarına adar. Zeus’a, Herakles’e, Apollon’a... Kendine de ölünce gömülmek üzere bir anıt mezar yaptırır.
Peki Kommagene Krallığı, Antik Yunanca’da ne anlama geliyor dersiniz? “Genler Topluluğu”. Yani bir çok farklı genin (dinin, dilin, ırkın) bir arada yaşadığı bereketli topraklar.
Bu yüzden Kommagene, ismiyle bağdaşırcasına, Grek ve Pers uygarlıklarının inanç, kültür ve geleneklerinin bütünleştiği güçlü bir medeniyet.
Yani bizim bugün güçlü ve sulh içinde bir devlet olmak için sahip olmamız gereken her şeye; bundan tam 2000 yıl önce Kommagene Krallığı sahip!

Sen o heykelleri hangi teknoloji ile yaptın?
Yıl M.Ö. 61... Hadi anladık delisin Theos. Hadi anladık bir işe kalkıştın. Peki sen o dağın tepesine nasıl çıktın da o kimisi 9 metre boyuna ulaşan kusursuz heykelleri yaptırdın?
Bana bunu mantıklı bir şekilde açıklayan okura, en derin şükranlarımı sunup, beni ikna edemeyeceğine de kalıbımı basarım.

Nasıl gidilir?
Aslında Nemrut Dağı ve Nemrut Milli Parkı; Adıyaman il sınırları içinde. Ancak yazımın başında da belirttiğim gibi geçtiğimiz yıl Malatya’dan Nemrut’a kaymak gibi bir yol yapılmış ve yağışsız havada sadece 1,5 saat sürüyor. Adıyaman’dan Nemrut’a ulaşan yol daha uzun ve zahmetli. Ancak o yolun üzerinde de başka güzel tarihi eserler görme şansınız var. Seçim sizin.