Paylaş
Öncelikle sen de bize “Kardeşim” diyormuşsun eksik olma.
Selanik Belediye Başkanı sıfatı ile bizi şehrine davet etmişsin.
Ki, Selanik benim dünya gözü ile gördüğüm en güzel şehirlerden biridir.
Eski İzmir fotoğrafları gibidir. Rahmetli Ali Dedem gibidir.
Ki, kendisi Selaniklidir.
Sen bizi memleketine çağırdın diye, yapmadığını bırakmamışlar.
Hep beraber okuduk gazetelerde.* Çünkü elini çarpsan Selanik göçmenine isabet eder bizim buralarda.
Bizimkiler mesala, evini, ocağını yurdunu, bağını bahçesini hatta sevdiceğini bırakıp göçmüş buralara.
Büyük dedemin ‘Beni toprağıma götürün’ demesi bundanmış ölmesine yakın.
Çok acı yaşadık karşılıklı. Birbirimize neler ettik, bilirsin.
Yaşlılarımız hala yaralı, hala hüzün var gözlerinde, görürsün.
Ama zaman en büyük acıların ilacı ve biz yılları devirdik ayrı gayrı.
Dünya ile birlikte Ege’nin iki yakası da değişti, gelişti.
Facebook hesabımda en az 10 arkadaşım var sizin oralardan.
Hele birbirimize yakın notalardaysak, kadeh bile vuruyoruz karşı kıyıya.
Sakız Adası’nda Turkcell çekiyor, Karaburun yollarında radyo dinlemek istesen Yunan kanalından başka bir şey çıkmıyor.
Aynı sarmaya, cacığa çatal sallayıp aynı kadehe buz dolduruyoruz.
Hal böyleyken sen kalkıp Türkleri Selanik’e davet etmişsin.
Olacak iş mi? Bunca ara bozucu, bunca fitne fücur varken; hem şehrini kalkındırmaya çabalamak, hem de artık bütün dünyanın bir olduğunu hatırlatmak üzerine vazife mi?
Diyeceğim odur ki Yannis; biz kendi kendimize gelir, gideriz sen üzülme.
Ben yeri gelir Maria’yı misafir ederim evimde, yatağımı veririm.
Yeri gelir Samos’a gidip Bay ve Bayan Katadupulos’un kapısını çalarım.
Ama aman sen ses etme.
Not: Selanik Belediye Başkanı’nın başına gelenleri buyurun, buradan okuyun:
(*) www.hurriyet.com.tr/planet/21842382.asp
Çıplak deniz, çıplak ada...
Yaşar Kemal, Bir Ada Hikayesi’ni tamamladı!
Yaşar Kemal’in “Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana” romanı ile başlayan, “Karıncanın Su İçtiği” ve “Tanyeri Horozları” kitaplarıyla devam eden “Bir Ada Hikayesi” dörtlemesi, son kitabı “Çıplak Deniz Çıplak Ada” ile tamamlandı. Bitmesin diye 10’ar sayfa okuyorum her gün.
Bir Ada Hikâyesi dörtlüsü, savaşlardan, kırımlardan, sürgünlerden arta kalan insanların, Yunanistan’a gönderilen Rumların boşalttığı bir adada yeni bir yaşam kurma çabalarını konu alıyor. Umut romanın başkahramanı. Dörtleme, hem bir Yaşar Kemal klasiği, hem de diliyle, yarattığı kişilerle, yarattığı doğayla Yaşar Kemal’in romancılığında önemli bir yeniliği işaret ediyor.
Kısacası “Çıplak Deniz Çıplak Ada”, Yaşar Kemal’in yerlerinden edilen insanların Ege’de bir adada yeni bir yaşam kurma çabalarının destansı öyküsü Bir Ada Hikâyesi’nin dördüncü ve son kitabı. Kütüphanenize muhakkak kazandırın.
Paylaş