Marmaris değişiyor
Yıllar önceydi. Bir bayram sabahı, üniversiteden henüz mezun olmuş beş yeni yetme, Marmaris’e doğru yola çıktık.
O yaşta Marmaris’te işiniz ne? Gidin Bodrum’a, Kaş’a diyeceksiniz.
Haklısınız.
Sebebini ben de bilmiyorum. Artık hangi şuurla yola çıktıksa Marmaris’te bütçemize uygun bir otele yerleştik.
Üç gece kaldık Marmaris’te. Bir günlüğüne de Dalyan yaptık.
Allah biliyor ya hiç sevemedik Marmaris’i.
Barlar sokağı girilecek gibi değildi. Hala da öyle.
Yıllardan sonra ilk kez bu yaz, aklımda 10 yıl öncesinden kalma ilk yargım, Marmaris’in yolunu tuttum istemeye istemeye. “Sahillere Bahar Geldi” projesini (internetten okuyanlar bu konsepti göremiyor; evet bu bir yazı dizisi, bu nedenle deli divane gibi geziyorum Güney Ege’yi) hazırlarken Marmaris’i dahil etmemiştim bile.
Ancak yazı dizisi başladıktan sonra Marmaris Dayanışma Derneği, ilçenin değişmeye başladığına dair öyle ısrarlı mailler gönderdi ki, Bozburun’dan Köyceğiz’e geçerken bir günlüğüne Marmaris’te kaldı.
Ve şaşırdım. Evet, barlar sokağı hala kötüydü, ama bu sokak dışında, çok farklı bir Marmaris buldum karşımda. Aşağıda benim Marmaris izlenimlerimi ve yeniden yapılanan, yerli turistin farkına varan ve yıllar önceki saygı değer kimliğini geri kazanmak için çok çalışan bir Marmaris okuyacaksınız.
Sahil yolu, su parkı ve heykeller
Marmaris’teki gözle görülür bu görsel değişimin en büyük mimarı, Belediye Başkanı Ali Acar, Marmaris Ticaret Odası ile Marmaris Dayanışma Derneği gibi görünüyor. Örneğin; bu üçlü işbirliği sayesinde, Atatürk Heykeli’nden başlayıp Netsel Marina’nın önünden geçip İçmeler’e kadar devam eden geniş bir yürüyüş yolu yapılmış. Yol nefis heykeller ve köprülerle bezenmiş. Atatürk Heykeli’nin biraz ilerisindeki ruhsatsız kafeteryalar yıkılarak güzel bir park (19 Mayıs Parkı) ve su gösterileri alanı oluşturulmuş. İlgi büyük.
23.00’e kadar müzik kontrol altında
Yıllar önceki tatilimde, sahilde, şimdi yürüyüş yolu olan alandaki restoran ve kafelerden yapılan müzik yayını ve “gel gel”ciler dayanılmaz bir haldeydi. Şimdi en azından yemek saati ve ailelerin dolaşma saatinde o bangırtılı müzik kontrol altında. Sizi kolunuzdan tutup dükkanına sürüklemeye çalışan zihniyet de şimdilik kaybolmuş gibi. Ferah ferah, yayıla yayıla Kordon turu yapabiliyorsunuz.
Kale içi, yeniden yaratılmış
Çok değil, 7-8 yıl öncesinde, Marmaris Kaleiçi’ne gece girmeyi bırakın, gündüz saatlerinde bile adım atmaya çekinirdiniz. Türlü işlerin döndüğü tuhaf pansiyonlar, ne olduğu belirsiz barlarla doluydu. Kalenin içindeki müzeye kimsecikler uğramazdı. Şimdi oralarda çok şey değişmiş. Son 2 yılda kaleiçi, buradaki müze, yüzlerce yıllık taşevler restore edilmiş. Yine bu üçlü işbirliği ve ayrıca Marmaris Deniz Ticaret Odası desteği ile tek tek restore edilmiş. Küçük oteller, butik pansiyonlar, tasarım dükkanları, küçük lokantalar açılmış. Bayıldım.
Bono Café Marmaris’e olmuş
Tam Marmaris’ten çıkmak üzereyken sahilde House Cafevari bir mekanla karşılaşıyorum. İsmi BONO. İstanbul’daki Faros Wine&Dine’nın Marmarisli olan ortaklarından biri, yanına 3 arkadaşını da alarak 20 gün önce açmış. Mimarisini, ortada bulunan kocaman açık mutfağını, önündeki plajını ve uygun fiyatlarını çok sevdim. Denize girip güneşlenmek için şezlong ve şemsiye kullanmak isteyenler için de 5 TL’lik sembolik bir rakam belirlemişler. Gün kahvaltı ile başlıyor.
Mono Titti, sen nasıl bir dükkansın?
Sahil yolunu bitirip de Netsel Marina’nın köprüsünden geçtiğimizde acayip bir dükkanla karşılaştık. İsmi Mona Titti. İçinde kocaman, tasarım bir at, deli işi tablolar, heykeller, illüstrasyon yastık kılıfları, sigara tablaları ve daha neler neler var. Hepsi tasarım, hepsinin üzerinde iri gözlü nefis kadın illüstrasyonları var. Bir ürünü bırakıp diğerini incelemeye koyuluyorum. Mağazanın yaratıcıları Kanada’da eğitim gören ressam Yasemin Karabenli ve Kanada doğumlu kızı Alexia Bahar Karabenli. Bahar henüz 1987 doğumlu. O da annesi gibi Kanada’da sanat ve resim eğitimi görmüş. Daha sonra Arkeolog olan babası ve annesi ile Marmaris’e yerleşip Mona Titti Art’ı kurmuşlar. Mağazada 20 TL’den 2500 TL’ye kadar birbirinden güzel sanat eserini bulabilirsiniz. İçmeler’de bir de aynı isimli, çok ünlü restoranları da var.
Deniz dibini gören tekne ile tura çıkın
Sahil yolunun sağındaki tur teknelerinden el ilgi çekeni. Türkiye’de tek. Ortasındaki mercekli cam taban sayesinde, denizin dibi cam gibi ve 20 metreye kadar olan derinlikteki her canlıyı seyredebiliyorsunuz.
Marmaris’ten bunları yapmadan dönmeyin:
• Sahil Yolu’ndaki Friends Cafe’de tempura yemeden ve narlı mojito içmeden,
• Netsel Marina’nın girişine açılan Kahve Dünyası’nda sakızlı kahve içmeden,
• Su parkındaki gösterileri izlemeden,
• Kaleiçi’ndeki müzede minyatür kadın heykellerini görmeden,
• Sahil yolundaki Silk Road’tan tasarım ürünü seramik kaseler almadan,
• Kumlubük, Turunç ve Amos’ta denize girmeden SAKIN OLA DÖNMEYİN!
