Derdi, gücü unuttuk; eski günlerdeki hallerimize, hatıralarımıza daldık.
Herkes için, hele benim kuşağım için ne çok şey ifade ediyor 90’lar kim bilir.
Örneğin bence 90’lar Mustafa Sandal demekti.
Bilekli Reebok ayakkabı.
Atari yarışı.
Gece dışarı çıkamamak.
Eski Foça.
Bir gün patronuna, artık işten ayrılmak istediğinden bahsetti.
Patronu çok sevdiği bu iyi kalpli adamın ayrılmasına çok üzülmüştü.
Ve ondan son bir ev daha inşa ettikten sonra işi bırakmasını rica etti.
Marangoz kabul etti ve işe başladı. Ama çok isteksizdi.
Baştan savma bir işçilikle kalitesiz malzemeler kullandı.
Bitirdikten sonra eve bakmaya gelen patronu,
dış kapının anahtarını marangoza uzattı.
Ve “Artık bu ev senin” dedi. “Sana benden hediye!”
İzmir’de geçen çocukluğumdan miras, New York’u soluduğum günlerden kalma.
Beyrut’un geniş kaldırımında birlikte muhabbet ede ede koşan mini şortlu ve yanındaki türbanlı kızla hayrete düşüren.
Madrid’in Plaza Major Meydanı’ndaki Filistin gösterisinde polisin müdahale etmemesi ve yedi milletten insanın durup sessizce izlemesi ile şaşırtan.
Twitter’dan aylarca temsili resmi ile muhabbet ettiğim, tanışmaya türbanı ile gelen arkadaşım kadar heyecanlandıran.
Tek bir kez söylendiğinde bile dünyayı dize getiren.
Yokluğunda yokluğuyla birlikte her şeyi de yok eden.
3 heceli ufacık, tefecik, turşucuk.
4 yılın değerini anlamak için şu anda ayrı olan lise aşıklarına sorun.
1 yılın değerini anlamak için final sınavını geçemeyen bir ögrenciye sorun.
9 ayın değerini anlamak için yeni doğum yapmış bir anneye sorun.
1 ayın değerini anlamak için dünyaya prematüre bebek getiren bir anneye sorun.
1 haftanın değerini anlamak için haftalık gazetenin editörüne sorun.
1 saatin değerini anlamak için buluşmak için birbirini bekleyen aşıklara sorun.
1 dakikanın değerini anlamak için uçak, tren veya otobüsü kaçıran birine sorun.
Doğarız, okuruz ve İstanbul’a göçeriz.
Göçenler göçmeyenlere anlatır.
Göçmeyenler göçenlere gıpta ile bakar.
Göçenlerin dışı seni, içi göçeni yakar.
Her yıl yüzlercemiz körolasıca Konstantin’in kollarına atarız kendimizi.
Ailemizi, anılarımızı, aşklarımızı, çocukluk bilyelerimizi, Barbie bebeklerimizi, Ege Denizi’ndeki ilk kulacımızı, ilk boğulma tehlikemizi ardımızda bırakarak... Daha büyük bir denizde, kocaman kocaman dalgalarla savaşmaya gideriz.
Gitmezsek aklımızın bir ucu hep o büyük denizde kalır.
Sanki pişmiş tavuğun başına gelebilecek her şey o lanet tavuktan önce gelip bizi buluyor.
Korkularla yaşamanın hayatın her anlamında ilerlemeyi ne kadar engellediğini biliyor musunuz? Örümcek ya da yükseklik korkusu gibi fobiler değil; bizleri çok daha derinden etkileyen, hayatımızı istediğimiz gibi yaşamamızı engelleyen korkular...
Örneğin; “insanlar hakkımda ne düşünür” korkusu. “Yalnızlık” korkusu. Ya da ne bileyim “Değersizlik” korkusu. Tüm bunları yaratan tek bir düşman var hayatımızda. Beynimiz!
Suçluyu yakaladığımıza göre gerisi kolay. Korkularımızı yok etmenin birinci adımı onların farkına varıp, yüzleşebilmek. Eğer kendinize bu yaşınıza kadar yaptığınız yatırım iyiyse, eğer çevrenizde sizi seven bir avuç insan ve üzerinize titreyen bir tanecik de olsa aile üyesi varsa korkamayın. Hayatta ölüm hariç, her şeyin çaresi var.
İçinizdeki korku canavarlarını susturduğunuzda göreceksiniz ki hayat çok daha güzel olacak.
Yarın
Doğal Yaşam Parkı’nda fotoğraf yarışması
İzmir Doğal Yaşam Parkı’nda çekilen en güzel fotoğraflar “Doğal Yaşam’dan Kareler” adlı yarışma ile belirlenecek. İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen yarışma ile Park’ta barınan 120’den fazla türde, bin 200’ü aşkın hayvanın genç nesillere tanıtılması amaçlanıyor. Fotoğraf yarışması için başvurular 31 Ocak’a kadar yapılabilecek. Yarışmada dereceye girenlere İzmir Doğal Yaşam Parkı’na özgü sürpriz hediyeler ve katılım belgesi verilecek. Uzman ve akademisyenlerden oluşacak seçici kurul, 1-2 Şubat’ta, İzmir Doğal Yaşam Parkı’nda toplanarak değerlendirmeyi yapacak.
Çünkü, dünya ortalamasının 50 dolar, Türkiye ortalamasınınsa 225 dolar seviyesinde seyrettiği T.C. pasaport ücretlerine bu sabahtan itibaren % 15 zam geldi. Evet, 3 yıl öncesinde 5 yıllığı tam 500 dolar olan T.C. pasaportu ücreti, 500 dolardan 250 dolar seviyesine indi inmesine, ama dünyanın en pahalı pasaport ücreti hala Türkiye’de.
Örneğin; her yıl otomatiğe bağlanmış zamlarda yasal bir değişiklik yapılmadı!
Pasaport, Bakanlar Kurulu’nun bugünkü Resmi Gazete’de yayımlanan kararıyla çifte zam gördü. Bunun sonucunda yeni pasaport çıkartmak değerli kağıt harc artışıyla 65 liraya çıktı.
Buna ilave olarak;
1 yıla kadar olan pasaport harcı 102 TL’den 117 TL’ye,
2 yıllık pasaport harcı 117 TL’den 135 TL’ye,
3 yıllık pasaport harcı ise 237 TL’den 273 TL’ye ulaştı!
Köhnemiş zihinler tarih olsun. Yansın, bitsin, kül olsun.
O kötü ve eski fikirlerin yavrusunu manda kapsın, bizim “köy”e hiç uğramasın.
Kanser 7 düvel öteye gitsin. Fesatlık, düşünenin içinde patlasın.
Evsizler bir sıcacık dam bulsun. Kriz çıktığı yere geri dönsün.
Mutluluk hayattaki tek amacımız olsun.
Arada bir mutsuz da olalım ki, hayat anlamını bulsun...
Bu hafta sadece yeni yıl gecesi içindir önerilerim.