Uzaklar

“İnsan uzaklara özgü bir varlıktır... İnsan, adlandırılamaz alana yerleşmeli.” (Martin Heidegger)

Haberin Devamı

İçgüdüsel olsa gerek... Gözümüz hep uzaklarda bizim. Ateşli bir gitmek arzusu var içimizde. Ara sıra peydahlanan ama hiçbir zaman tükenmeyen... Keşfetme merakı ve macera tutkumuzu dindirmek için turistik amaçla gittiğimiz uzak yerler başkaca diyarlar var elbette... Merakımızı giderdikten sonra evimize dönüp hayatımıza kaldığımız yerden devam ediyoruz... Ceketimizi alıp evden çıktığımız, dönmemek üzere gittiğimiz, bilinmez uzaklarımız da yok mudur? İçimiz sıkıldığında, hüzün bastığında, anlaşılamadığımızı düşündüğümüzde, hayata küstüğümüzde, yalnız kalmak istediğimizde ne yapıyoruz? Her şeyi, herkesi bırakıp gitme arzusuyla aklımıza ilk gelen yer değil midir, uzaklar? Uzaklar derken; sadece uzaklaşmak değil kastım, derenin öte yakası ya da şu ilerdeki tepenin ardından bahsetmiyorum... Herkesin kendine göre bir nevi uzakları vardır mutlaka... Düşlediğimizde çoğunlukla huzur ve dinginlik veren cinsten uzaklar... Hani deriz ya “Çook çok uzaklar” evet, işte tam da oralar... Uzak masalsı şehirler, devasa okyanuslar, uçan halıya binerek varılan gizemli ülkeler, astral seyahatle gidilen dünyalar ve hatta başka evrenlerde gözümüz. Ailemizi, dostlarımızı ya da sevdalımızı; genelde fark etmiyor ama gönül koyduklarımızı cezalandırmanın bir yöntemi, belki de en etkili yolu... Uzaklaşmak. Uzaklaşınca rahatlıyoruz bir nebze. Hangi hayat doğru, eskisi mi yenisi mi? Emin olamıyoruz sonra da... Araf’ta kalıyoruz... Ve uzaklara gitmek arzusu yeniden peydahlanıyor...

Haberin Devamı

‘NOVAVERA’YLA ŞAHANE BİR AKŞAM YEMEĞİ

Uzaklar

Geçtiğimiz cuma akşamı Wyndham Ankara No:4 Restoran’da, al yanaklı nefis bir hanımefendiyle, güncel tabirle “Date”im (Randevu) vardı. Birkaç yıl önce tesadüfen görmüş ve çok sevmiştim. İsmini unutsam da yüzünün berraklığı, saçlarının şekli, giysilerinin renkleri hep aklımdaydı. Bir daha karşılaşabileceğim aklımda yokken ortak arkadaşımız sevgili Elif Erol yeniden tanıştırdı. Böylesi güzel bir hanımla “Date” yapmayalı epey olmuştu o yüzden heyecanım had safhadaydı. Adı “Nova Vera”ymış... Etkileyici ismi olduğunu fısıldadım kulağına, gülümsedi. Türkçe anlamı “Yeni Bahar” olan adını da çağrıştıran baharı ve buram buram taze çimen kokuyordu, mest oldum. Yediğim yemeklere yansıttığı lezzetini algılamak zor olmadı, tadı damağımda kaldı. Tahmin edemediyseniz ben itiraf ediyorum. Markanın kurucusu Bahar Alan’ın kendi ismini verdiği, ressam Hülya Özdemir’in fırçasıyla mitolojik vasıflarda bir kadının ruhuna bürünmüş Ayvalıklı şahane bir zeytinyağından bahsediyorum. Kalabalık bir masamız vardı ve sadece benim değil, yemeğe katılan diğer kıymetli misafirlerin de Nova Vera’ya hayranlığı yüzlerinden okunuyordu. Doyamadık birbirimize... Yakın zamanda İncek’teki “Müze Evliyagil”de “Date” için bir daha sözleştik.

KOKULU AŞK

Haberin Devamı

Uzaklar

Geçtiğimiz haziran ayında yayınlanan kitabım “Aşk Pişirmek”de “Kokulu Aşk” adıyla yazdığım öyküde geçen kokulu çöreğin, öyküyü okuyanların iştahını kabartması durumu hoşuma gidiyordu elbette. Öyküden sonra çöreği arayıp bulamayanların haklı serzenişlerini göz ardı etmek olmazdı. Yaptığı her işi aşkla yapan sevgili “Sezgice” geldi aklıma. Geçen gün “Kokulu çörek pişti” diye mesajı gelince sevinçten dört köşe vaziyette soluğu Sezgi ve eşi Burak’ın birlikte çalıştıkları Ansera Çarşı’daki fırında aldım. Çarşı, çörek ve içindeki baharatlardan mahlep, rezene, zerdeçal, anason kokuyordu. Ben ba-yıl-dım, mutlaka tatmalısınız...

‘MERHABA 2025

Uzaklar

Sanata olan ilginin yoğunlaşması açısından, sanatla ilgili atılan her adımı yürekten destekliyorum. Panora AVM’deki Kulis Sanat Tiyatro Sahnesi ile iç içe atmosferde kurulan “Ve Sahne” Sanat Galerisi “Yeni Yıl Karma” sergisi ile sanat faaliyetlerine başlıyor. Bedri Rahmi, Eşref Üren, Ara Güler, Gencay Kasapçı ve Mustafa Ayaz gibi ünlü sanatçıların eserlerinin yer aldığı karma sergi 21 Aralık 2024’te başlıyor. Kaçırmamanızı öneririm.

Yazarın Tüm Yazıları