Paylaş
Hasat vakti yaklaştıkça, heyecan basar, yürekler coşkulu, gözler sevinçten uykusuz. Ektiği her ne ise bereketiyle biçecektir, harman yeri, bayram yerine döner. Kadın, erkek, çoluk çocuk, genci, yaşlısı toplanır, bereketin resmi çekilir. Resimde sevgi vardır, saygı vardır, emek-alın teri vardır, paylaşım vardır, yoksulluk, zenginlik vardır, acıyla hüzün de var, sevinçle coşku da. Düğün, dernek vardır, kavuşma, sarılma vardır, aşk vardır. Kısacası, bizzat hayatın kendisi vardır. Thomas More, ‘Utopia’ isimli eserinde “Hasat zamanı gelince tohumu eken el, ha bir erkek eli olmuş, ha bir kadın eli… İnsanı hayvandan ayıran akıl erkekte de var kadında da” diyor. Beden gücünü kullanan erkek, tırpanı ile tarlada kadının ektiği tohumu biçerken, kadın da erkeğini güçlü ve ayakta tutmanın yollarının, yiyeceği yemeklerden geçtiğinin bilincinde hazırladığı yemeklerle, aklının gücünü kullanıyor.
HARMAN YERİ
Anadolu kırsalında tarlaların rengi altın sarısına dönmek üzereyken, yaşadığımız bu hastalıklı günlerin kararttığı ruhumuzu, yaklaşmakta olan hasat vakti ve harman zamanı ile ferahlatmak, hayatımıza bereketi sokmak iyi gelecek. Maraş yemek kültürünü tanıtmayı amaç edinmiş Türkolog Sibel Dedeoğlu ile sohbet ederken Maraş’ta harman zamanında pişirilen yemeklerden ve ritüellerden bahsetti. Kulak kabartarak dinledim. Eskiden harman yerine inen köylüler, Hayma’larını (Eğreti çadır) kurdukları alana, ailelerini de getirirlermiş. Bununla yetinmiyorlar, sonbaharda hazırladıkları, şıra, pekmez, pestil, kırma, döğme, bulgur gibi altın değerinde besinleri, yük için getirdikleri katırlarının yanı sıra inek, keçi, koyun, tavuk gibi hayvanlarını da yanlarına alırlarmış. Tırpan yapan erkekler sabah ezanı ile tarlaya giderken, kadınlarda ocağı yakar, hamur karar, yufka açarmış.
HARMAN YEMEKLERİ
Dizleri yarım bükülü, ellerindeki tırpanı savurarak bir ahenk yakalayan tırpancı erkeklerin harcadığı enerjinin değeri ölçülemez ancak bu enerjiyi geri getirecek yiyecekleri hazırlamak da maharet istiyor. Sabah saat 6-7 civarı yenen, ilk ve en önemli öğün ‘safralı dürüm’ün tarifi şöyle. Küçük parçalara doğranmış kuru pestil, tereyağında iyice kavruluyor, içine iki yumurta kırılıyor ve karıştırarak pişiriliyor. Sabah uyanır uyanmaz saçta pişirdikleri sıcacık yufkanın içine yayılıp dürüm haline getirildikten sonra ikiye katlanıp sıcaklığını muhafaza etmesi için çıkın (Bohça) yapılıyor, evin erkek çocuğuna verilerek tarlaya yollanıyor. Saat 9 gibi kahvaltı için mola veren erkekler, Hayma’ya (çadır) gelerek, hangisi yapıldıysa tarhana, mercimek veya ekşili çorbadan büyükçe bir kase içerek tırpana geri dönüyor. Öğle saatlerinde, yufkayla bulgur pilavı, pekmezli kırma kavurması ve yoğurtlu pekmez gibi enerji üreten bir sofra hazırlanıyor. Akşamları genelde döğme pilavı (yağlama) yanında da patates veya fasulye sulusu (salçalı yemekler) yeniyor, şıra içiliyor.
EKŞİLİ ÇORBA
Maraş yöresine has bu çorbanın tarifi çok kolay. Öncelikle çorbaya ekşiliğini veren ve doğadan taze toplanan ‘Soğukluk’ (yabani semiz otu) edinmeniz gerekiyor. Önceden haşladığınız nohut, yarma, yeşil mercimeğin içine soğukluk otunu ilave edin 10-15 dakika pişirin. Salça, tereyağı, nane karışımıyla pişirdiğiniz sosu çorbanın üzerine döküp 3-5 dakikad daha kaynatıp, servis edin.
HER ŞEYİN İLACI PEKMEZ
Bütün gün güneşin altında kalarak buğday biçen tırpancıların ayakta kalabilmek için tükettikleri en önemli besin pekmez. Sabah açlığını bastırmak için yedikleri ‘safralı dürüm’ ve içerisindeki pekmez kökenli pestilin de, serinlemek için ayranla karıştırdıkları pekmezin de verdiği enerjiyi başka bir besinden alabilme olasılığı çok zor. Pekmezi hayatımıza ciddi ciddi sokmalıyız. Hatta, köyden gelmişse, bir de ana eli değmişse, doğal beslenme ve ilaç niyetine belki de. Sabah aç karna içeceğimiz birkaç yemek kaşığı pekmezin sağladığı faydanın farkına vardığınızda şimdiye kadar içmediğiniz için hayıflanacaksınız.
Paylaş