Gülümse(me)

“İnsanoğlu gülebilen tek hayvan, bunu yapmak için en az nedene sahip olsa da.” (Ernest Hemingway)

Haberin Devamı

Gülümsemek ve gülümsemeyi istemek insani bir durum… Çok üzgünüm gerçekten. İnsanların saygısızlık derecesinin arttığını gördükçe daha da üzülüyorum… Sanki dünyada bir tek o varmışta bizim haberimiz yokmuş gibi bize haddimizi bildirir tavırlarla… ‘Ben en iyisiyim siz nesiniz ki?’ havaları var… Kendisini tanrı yerine koyup nereden ve nasıl edindiği meçhul lüks arabalarında kasılanlar etrafta kol geziyor… Ayaklarımın altında dolaşmayın ezilirsiniz tutumu ile dünyayı sahiplenmiş kadınlar, erkekler ve onların çocuklarından gına geldi… Sonradan görmeler, henüz görmese de görmüş gibi yapanlar… Görenler görmeyenlere anlatsın yancıları peydahlandı şimdi de… Hele bir de ‘Ben her şeyi herkesten daha iyi biliyorum’ gibi tavırları sıkça görmeye başladım ki; nevrim dönüyor, ifrit oluyorum artık… Eskiden ekşi ekşi gülümseyenlerde ‘küçük dünyaları ben yarattım’ havası vardı. Şimdilerde gülümsemenin ekşisi de acısı da yok. ‘Küçük-büyük ne varsa hepsini ben yarattım’ havaları revaçta. Suratları botokslu hanımlar ve beyefendileri anlayabiliyorum gülümsemekte zorlanıyor olabilirler… Doktorunuzdan rica edin, bir dahakine botoksunuza sabit somurtkanlık yerine gülümseme koydursanız ne hoş olur… Gülümsemeyen insanı sevmiyorum… Evet bu kadar netim… ‘Yahu herkesin farklı bir karakteri var, gülümsemiyor ama yüreği güzel’ savunması yapılıyor hemen… Eskiden olsa bu mazerete kesinlikle inanırdım ama şimdi yok yemezler… Yok arkadaş, gülümsemeyen insanın yüreği güzel olamaz… Bunda da çok netim… Kimisi ‘gülümsemek zorunda mıyım?’ diye bir soru soruyor… Evet zorundasın arkadaşım… Bir toplumda yaşıyorsan gü-lüm-se-mek zo-run-da-sın… Nokta...

Haberin Devamı

YÜREK… SOFRA VE ‘KAPI'! SONUNA KADAR AÇIK…

Gülümse(me)

Gülümse(me)

Ankara’nın yüreklere açılan sevgili ‘Kapı’sına epeydir uğramıyordum. Aile dostlarım diyebilirim… Aslında Ankara’yı Ankara gibi yaşamak isteyen biz tüm Ankaralıların aile dostları desem daha yerinde olur. Dilek anne, kızları Göksu ve Side ile birlikte tam yedi yıl önce yüreklerine bir ‘Kapı’ açtılar ve bize ‘buyurun’ dediler. Buyurduk buyurmasına da bir türlü çıkasımız yok… Öncelikle şahane bir huzur var… Giriş yazımda olmadığından şikâyet ettiğim ‘Gülümseme’ burada doğal bakış gibi ‘kapı’dan içeri giren herkesin yüzüne kendiliğinden oturuyor. Yemeklerde öncelikle pişirilen yemeğe, pişirene ve tabii ki yemeği yiyecek kişiye sonsuz saygı var. Bu durum fazlasıyla fark ediliyor… Yemeğin içeriğine bakarsanız… İçine giren her malzemenin en doğalı, pişirme yönteminin en doğrusu ve en olması gereken ise en safından ‘sevgi’ içeriyor. Yemeklere dokunan anne eli ilk başlarda çoğunlukla Dilek anne ve torunu Kaya’nın annesi Göksu’dan geliyordu… Son gittiğimde öğrendim ki ikiz kızları Lara ve Lila’yı doğuran sevgili Side de artık anne dokunuşu yapıyor… Herhangi bir rutini de, günü de yok ‘arada bir’ hazırlıyoruz dedikleri ‘Açık Sofra’ etkinliğine davet ettiler. Üç anne el birliği yapmış haliyle lezzet de katlanmış… Nefis zeytinyağlılar, börekler, atıştırmalıklar hazırlamışlar… Biz aile dostlarını nefis bahçelerine çağırmışlar… Bayıldım… Yürek, sofra ve ‘Kapı’ sonuna kadar açık… Hadi siz de gidin.

Haberin Devamı

ÖNCE ANNE, SONRA BLOGGER ‘FERAH ÜSTÜNEL’

Gülümse(me)

Güzel yürekli kadınların ‘Kapı’sında hazırlanan ‘Açık Sofra’ya gittiğimde aile dostları bir başka güzel yürekli kadın ve anne ile tanıştım. Kapı’nın şahane atmosferinde keyifli bir sohbet imkânı buldum… Ferah Hanım’ın yaydığı anaç, içten ve samimi bir enerjisi var, kapılmamak mümkün değil… İzin istedi gitmek zorundayım dedi. Sohbetin kısa sürmesine üzüldüm ama mazereti güçlüydü. ‘Anneyim ben birazdan eve eşim ve çocuğum gelecek, yemek beklerler…’ dedi. Yüreğim ısındı… Ferah Üstünel; anneliğin hâlen ön planda olduğu mütevazı ve geleneksel yemek tariflerinin videolarını çekip sayfasında yayınlıyor. ‘Instagram’da takip edilecek en iyi 5 hesaptan biri’ olarak önerilmesi işine verdiği önemin bir kanıtı… Henüz Ferah Hanım’ı tanımıyor olduğumdan olsa gerek, çoğunlukla samimi bulmadığım için yemek tariflerine ve tarif edenlere mesafeli duruyordum… Artık Ferah Hanım’ı takip ediyorum… Videolarda anne kokusu var, izlerken yüreğim ısınıyor…

 

Yazarın Tüm Yazıları