Paylaş
Halk edebiyatının doğal ilham kaynağıydı tabiat ana. Ozanlar, etrafta gördükleri doğal güzelliklerden etkilenir, sazın teline vurur. Türküler; çiçeğe, ormana, dereye, tepeye dokunur. Hatta kuzuya, kuşa, kısrağa, bülbüle dokunur. Ve bir de allı turnaya... Hasret olur, gurbet olur türküler. Sevda olur, mektup olur, sevgi olur, aşk olur.
Şimdilerde ne ozan kaldı, ne de halk edebiyatı. Varsa yoksa güruh halde istila ve adına değil edebiyat ‘bi-edep’ denecek bencil zevkler, davranışlar.
Görmüşsünüzdür... Tuz Gölü’nün kurumuş görüntüleri ile kuluçkadaki binlerce genç ve yavru flamingonun(allı turna) cesetlerini.
Duymuşsunuzdur... Mersin Aydıncık’ta bin 500 hektar, Hatay Hassa’da 200 hektar yanan ormanları ve telef olan binlerce ağaç ve yaban hayvanını.
Ve bayramla birlikte plastik çöp istilasına uğrayan Bozcaada plajını.
Ve İstanbul trafiğinden kaçıp, güya kafa dinlemeye gittiği Bodrum’da trafiğe yakalanan yurdum insanlarının yol kenarlarına fırlattıkları plastik şişe ve naylon poşetlerini.
Rize’deki sel felaketini izlerken gözlerinizi yummadınız umarım. “Bayram” diye takındığımız sorumsuz tutumumuz yüzünden artan koronavirüs vakalarını da düşünürsek, “Ah gülüm gülüm, kırıldı kolum, tutmuyor elim turnalar ey!”
ÂLÂ BAKLAVAYI TIK’LAYIN TADIN
Bayram geleneğimizin emek ve sevgi gerektiren hazırlanışının yanı sıra, kullanılan malzemenin seçkinliğinin damağımızı zevkten mest ettiği, kokusunun ruhumuza kazandırdığı unutulmaz keyfin vazgeçemediğimiz lezzetidir ‘baklava.’
Yapılışında gelenekten uzaklaşmayan ‘Hafız Mustafa 1864’ geliştirdiği ‘Âlâ’ sosla, baklavayı şerbetin içinde yüzdürmeden tatlandırarak hafiflik sağlıyor. Boz fıstık, halis tereyağı ve elle açılan 41 kat yufkanın baklavaya kazandırdığı lezzeti duyumsamayı da kolaylaştıran Âlâ sos, geleneğinde keyif ve hoşgörü barındıran baklavanın asıl lezzetini yaşatıyor. Henüz Ankara’ya şube açmadıkları için www.hafizmustafa.com adresinden çevrim içi sipariş vermek gerekiyor. “Bu sıcaklarda gelir mi” demeyin. Marka temsilcisi sevgili Berna Alp, Madagaskar’a kadar yolladıklarını söyledi, Ankara’ya mı gelmeyecek. Tık’layın, tadın.
BAYRAM ROTASI(ROUTE) ‘İSMET İNÖNÜ PARKI’
Benim gibi Ankara’yı bekleyenler yeşil çimenlerinde yayılırken, esen rüzgârın yapraklarına şarkılar söylettiği yüksek kavakların gölgesine sığınıp dinlenmek, kitap okumak için kaçınılmaz güzergâhı oldu Birlik Mahallesi’ndeki ‘İsmet İnönü Parkı.’ Kitabıma eşlik etmesi için aldığım çay-kahve ile başladım ‘Route Kafe’ye girmeye. Karnım kazındığında gözleme ile açlığımı yatıştırırken içine gizledikleri lezzeti de keşfettim. İşletmeciler sevgili Özkan ve ağabeyi Nurettin, kendi lezzetlerini her şeye katmışlar ki her gelen memnuniyetle ayrılırken, yeniden geleceği gün için sabırsızlanıyor hatta. Tüm restoranlara teklif ettiğim gibi onlara da söyledim; doğa içinde, doğa dostu olmaları açısından vazgeçmelerini istediğim plastik şişe servisini düşüneceklerini umuyorum. Çökertme kebabı denedim, nefisti. Süzme yoğurt, ceviz içi, şahane sos ve yumuşacık bonfile etinin patates çıtırıyla eşliği damağı şenlendiren cinsten lezzetliydi.
SOMON IZGARA
ROUTE’un deneyimli şefi Burhan Sarıkaya önerdi. Norveç somonundan hazırlayıp, fesleğen, krema ve peynirle pişirdiği patates püre ve haşlanmış sebze ile servis edilen somon ızgara, son zamanlarda tattıklarımın en iyisiydi. Bayıldım. İster Route’un verdiği rejisör sandalyelerle parkın çimenlerine yayılın, isterseniz tavanı bile açılan geniş salondaki masaların etrafına kümelenin; her halükârda yemeklerinin de, doğasının da müptelası olacaksınız.
HİSAR AİLE ÇAY BAHÇESİ (GÖLBAŞI)
Uzun zamandır görüşmediğim sevgili dostum Alp’le Gölbaşı’na uzandık. Önce gün batımında Vilayetler Evi’nin nefis bahçesinde çaylarımızı yudumladık. İncek’te yükselen gökdelenler manzarayı gölgelese de, Mogan’dan püfür püfür esen temiz hava sohbetimize eşlik etti. Hava kararınca, hep özlediğim, Ankara’nın Gençlik Parkı dönemlerini andıran Hisar Aile Çay Bahçesi’ne götürdü sevgili Alp. Semaverde gelen çay, dev ekranda oynayan Türk filminin ısıttığı nostalji eşliğinde Mogan’ın gece manzarasına da kapıldık. Anne eli değmiş kadar lezzetli ızgara köfte ve Hisar tost’un tadıyla ikimiz de gevşemiştik. Çay bahçesinin işletmecisi sevgili Gökhan’ın ikram ettiği kaymaklı kahve, hem keyfimizi hem de sohbetimizi katladı. Yaz akşamları, Gölbaşı ve Hisar Aile Çay Bahçesi’ne doğru uzanmak, evde uzanmaktan daha iyi. Uğrayın.
Paylaş