Paylaş
“Biz kusursuz vücutlar için değil, içinde kendini kusursuz hissedeceğiniz kıyafetler yaratıyoruz” sözünü, kalite kontrol için giydiğim kıyafetin rahatlığı ve bir beden de küçük gösterdiğini gördüğümde anladım.
Sonrası mı?
Ben sordum, onlar anlattı.
1-Ju Istanbul’un hikâyesi nasıl başladı?
Bizim için her şey büyük bir hayal ve küçük bir adımla başladı. 6 yıl kadar aynı Alman şirketinde, çeşitli Avrupa markalarına koleksiyonlar hazırladıktan sonra kendi tasarımlarımızı hayata geçirmek için markamızı kurmaya karar verdik. İş ortamında başlayan arkadaşlığımız, birlikte çalışma konusunda bize cesaret ve güven verdi. Başka markalara hazırladığımız koleksiyonların üretilmesi esnasında A’dan Z’ye her aşamasıyla ilgilenmiş olmamız, kendi işimizde karşı karşıya kaldığımız zorlukları yönetirken bize çok yardımcı oldu, oluyor da. Bu üretim süreci, arkadaşlığımızı dostluğa çevirdi ve biz de bu dostluğu bir markaya çevirmeye karar verdik.
2-Tasarımlarınızı hazırlarken ilk önem verdiğiniz ne oluyor?
Tasarım yaparken dikkat ettiğimiz şeylerden biri, tasarımlarımızın zamansız olması ve giyen her kadının içinde kendini mutlu hissetmesi. Her tasarım öncesinde ‘Ju Istanbul kadını kendini nasıl görmek ister ve neyin içinde rahat ama aynı zamanda şık olur’ diye düşünmeye başlarız. Biz, kusursuz vücutlar için değil, içinde kendini kusursuz hissedeceğiniz kıyafetler yaratıyoruz. Bunun için kalıplarımız üzerinde çok çalışıyoruz, kalıplarımızı kadın vücudunun doğasını en iyi vurgulayacak şekilde hazırlamaya özen gösteriyoruz.
3- Peki mottonuz?
Bedeni, ruhu ve yaşı ne olursa olsun, giydiği kıyafetin içinde mutlu olan kadın, en güzel kadındır.
4-Kadınlarımıza daha dinamik görünmeleri için neler önerirsiniz?
Dinamik olmak ve görünmek bütüncül bir yaklaşım gerektirir. Biz bunun yolunun biliçli beslenmekten, düzenli egzersiz yapmaktan, ruhu ve zihni de doyuracak aktiviteler yapmaktan, farkındalıkla yaşamaktan geçtiğine inanıyoruz. Böyle bir yaşam tarzını benimsedikten sonra zaten hangi stili tercih ederseniz edin, dinamik ve güvenli görüneceğiniz muhakkaktır.
5- Son olarak da şunu sorayım. Ju kadını nasıl bir kadın?
Biz kadınların vücut ölçüleriyle ya da kimlikleriyle çok ilgilenen bir marka değiliz. Bizim için her kadın, kendi hikâyesini taşır. Standartlar modanın tarihi kadar eski ve değişkendir. Biz, Ju Istanbul olarak hızlı tüketilen trendleri takip etmek yerine, zamansız parçaları tercih ediyoruz. Bu yüzden Ju kadını bizim için yaşayan ve keyif alan kadındır.
GARDIROBUNUZA EKLEYECEKLERİNİZ
- Mantolarınıza ek pelerinler
- Renkli puffer montlar ve kocaman yelekler (pofidik montlar)
- Beyaz sneaker (hiç modası geçmeyen her sezon yenisi eklenebilir)
- Külot pantolonlar (diz altı en sevdiğim boy)
- Leopar pantolon, etek, elbise (hangisi olursa fark etmez yeterki olsun)
- Renkli aksesuarlar
- Kovboy çizmeler ve değişmeyen zamansız postallar (özellikle biraz bol pantolonlarla)
- Ve kabadayı ayakkabılar (geleneksel takımlarla)
NE DİYORUZ
* Ne giyerseniz giyin, ne alırsanız alın, ilk önce kendiniz olun.
* Stil, kendin olmak, kendini iyi tanımaktır.
* Stil, sadece kılık kıyafet değil, ruhunuz, yaşayış tarzınız, çevreniz, kendinize baktığınızda nasıl bir yol aldığınız, bilginiz Ve en önemlisi de iyi birisi olmanızdan geçer.
* Unutmayın! İyi bir kalbi olmayanın, stili asla olmaz ve olamaz.
Paylaş