Bugün bayram...

Ve... Bugün bayram.

Haberin Devamı

Giyelim cicilerimizi, öpelim büyüklerimizin ellerini.
Bugün bayram.
Unutalım küskünlüklerimizi, şu kısacık hayatta sevelim birbirimizi.
Bugün bayram.
Anlaşalım, paylaşalım, kaynaşalım.
Bugün bayram.
Siz siz olun, her nerede olursanız olun ama...
Mutlu olun!
Sağlıklı ve huzur dolu bir bayram geçirmenizi dilerim.

BAYRAMDA NE GİYELİM?

Son bir haftadır en çok duyduğum soru şu oldu:
“Aysuncuğum, bayramda ne giyelim?”
Hâlâ karar veremeyenlerdenseniz, işte size birkaç öneri
* Elbise tercih edin. ‘Altına, üstüne ne giyeceğim’ derdine son verin.
Beyaz bir elbise ise: Ayakkabı tercihimiz de ya beyaz ya da nude rengi olsun.
Pembe bir elbise ise: Ayakkabı tercihiniz leopar bir lofer olsun.
Siyah bir elbise ise: Aksesuarda iddialı olun. Kocaman bir küpe veya gösterişli zincir kolyeler takın.

Bugün bayram...

KÜÇÜK BİR TÜYO

Haberin Devamı

Konforlu düz ayakkabılar özellikle tercihiniz olsun. Şıklık illa da topukluda değildir.

Bugün bayram...

BERRİN PEHLİVAN İLE 5 SORU 5 CEVAP

ŞEHRİN İÇİNDE, ŞEHİRDEN UZAK

ALAÇATI’DA VENEDİK TURU

Bugün bayram...

Türkiye’nin dört bir yanı cennet. O cennet köşelerden biri de hiç şüphesiz Alaçatı.
Bu hafta siz okurlarımızı, “Port Alaçatı” projesine götüreceğim.
Kanallar arasında muhteşem stil evler, kafeler, restoranlar... Kendinizi adeta Venedik’te gibi hissediyorsunuz.
Bayram tatilimi Port Alaçatı Otel’de geçirmekle iyi bir karar vermişim. Bu kanallar arasında bir şehir yaratma fikri, tabii ki birkaç beyinle oluşmuş. Bu projenin mimarlarından olan Aykut Mutlu ve Kenan Suiçmez’i gönülden tebrik ediyorum.
* * *
Stil, sadece giyinmekle olmuyor. Stil, bazen bir yere dokunmak ve o yeri bambaşka, ışıldayan bir dünya haline getirmektir.
İşte Port Alaçatı Otel de, bu kanalın içerisinde ışıldayan muhteşem bir yer.
* * *
Bir de önemli bir yöneticisi var: Berrin Pehlivan.
Otele kadın eli değmesi ve o kadının stilini yansıtması, bir başka oluyor.
Sevgili Berrin Pehlivan, Belçika doğumlu. Köln’de yaşamış ama Port Alaçatı Otel’i yönetme teklifi gelince, büyük bir keyifle Türkiye’ye gelmiş. Ve artık Alaçatılı olmuş..
“Hayat kendini bulmak değil, kendini yaratmaktır” diyen Berrin Pehlivan ile Port Alaçatı Otel’de güzel bir röportaj gerçekleştirdik.

Haberin Devamı

1- Otelcilik hikâyeniz nasıl başladı?

Port Alaçatı’dan gelen teklifle başladı aslında. İnsanlarla iletişim kurmayı seviyorum ve turizm sektörünü merak ediyordum. Böyle farklılıkları olan bir projede -Port Alaçatı Projesi’nde- olmak ve bu oteli yönetmek teklif edildiğinde hem Almanya’dan Türkiye’ye yerleştiğimde özleyeceğimi düşündüğüm çalışma hayatından uzak kalmayacak, hem de sevdiğim turizm sektöründe çalışıyor olacaktım.

2- Üreten, çalışan bir kadın olarak modayla ilginiz nasıl? Vakit ayırabiliyor musunuz?

Kadınlar modaya ne kadar ilgisiz olduklarını söyleseler de kendilerini yansıtmayı severler. Kendimi bildim bileli özenli olmayı severim. Giyimime özen gösterirken elbette modayı da takip ediyorum. Artık modayı takip etmek için özel zaman harcamaya da pek gerek kalmadı. Her iletişim kanalında mutlaka stil, renk, yeni kreasyonlar görmek mümkün. Bu sayede işim daha da kolaylaşıyor.

Bugün bayram...

3- Mottonuz?

Hayat, kendini bulmak değil, kendini yaratmaktır. Birisi, bir şey olmaya değil, biri olmaya karar verdiğinde ne kadar çok kaygıdan kurtulur.

4- “Birkaç cümle ile Alaçatı’yı anlatın” desek, aklınıza ilk neler gelirdi?

Havası, doğası ve insanları... Bu kadar sıcak ve içten olan bir yerde yaşadığım için çok mutluyum. Alaçatı; tarihi, lezzetleri ve stresten arınmış insanları ile her adımda huzur aşılayan bir yer. Şehir hayatına yakın olmak ve şirin belde hayatını aynı anda yaşamak harika bir duygu.

Haberin Devamı

5- Otellerin de bir stili var mıdır? Siz stili nasıl yorumlarsınız?

Elbette her otelin bir stili-tavrı-duruşu olduğuna inanırım. Kimisi uzun zamandır görmediğiniz arkadaş evi sıcaklığındadır, kimisi de şık balo salonlarını andırır. Hangi otele giderseniz gidin, ister iş isterse tatil amaçlı olsun bulunduğunuz otelin havası sizi de sarar. Bir ortamın insanı kavraması ve farklı duygular yaşatması, stil kelimesinin mekanlar için tanımlamasını yapıyor sanırım. Benim için stil ise, kendinizi rahatça ifade edebildiğiniz durumlardan ibarettir. Bir çerçeve içinde ya da belli kalıplar arasında olan insanlar son derece yapay geliyor bana. Bu kadar yapaylığın genel geçer bir stil tanımı olabileceğini asla düşünmedim. Zaten öyle de değil. Saçınız, makyajınız, aksesuarlarınız... Ama en önemlisi, içinizde taşıdığınız insanlık ve bilgi ve bunu kendinizden emin bir şekilde lanse ediyor olmanızdır stili oluşturan ögeler.

Yazarın Tüm Yazıları