Paylaş
Son yıllarda dünyada ‘‘yıldönümü’’ kutlamak güçlü bir eğilim haline geldi.
Eskiden de bu yapılırdı; ama şimdi bir yıldönümü enflasyonu var.
Tarihi olaylara ilişkin yıldönümü kutlamalarında da bir patlama görülüyor. Kutlanılacak olaydan bugüne geçen süre 75, 100, 150, 200, 250 vb. yılsa, kutlamalar daha da önem kazanıyor. Yuvarlak sayılar o tarihi olayın önemini niye bu kadar etkiliyor bilmem? Bu ayrı bir tartışma konusu.
Yıldönümlerine hiç karşı değilim, aksine. Bu vesileyle kutlamalar, şenlikler, çeşitli gösteriler de yapılabilir.
Ama yıldönümlerinin esas olarak geçmişe yönelik bilgilerimizin arttırılması, tartışılması için bir vesile olması gerekir. Çünkü şenlikler, törenler her yıl tekrardan ibaret kalacak, ister istemez insanı bıktıracaktır.
Cumhuriyetin 75'inci, İmparatorluğun 700'üncü, İstanbul'un Fatih tarafından alınışının 546'ncı yıldönümleri birer vesile olarak kabul edilmeli, araştırma ve tartışmaya yönelik faaliyetler (tarih araştırmaları, buna yönelik yarışmalar, sempozyumlar, vb.) düzenlenmeli.
Yarın İstanbul'un fethinin 546'ncı yıldönümü.
Vilayet, resmi makamları bir araya getirdi; bir sürü tören düzenlediler.
İstanbul'un fethinin yıldönümü, birkaç yıl önce Vilayet’le Büyükşehir Belediyesi arasında bir gerginlik konusuydu. Şimdi artık bütün resmi makamlar törenleri bir arada düzenliyor, bu gerginlik ortadan kalktı.
Ama benim sözünü ettiğim tarzda yıldönümleri için, tarihle güncel siyaset arasındaki gergin ilişkinin çok daha fazla normalleşmesi gerek.
Paylaş