Paylaş
Geçen yıl sonunda 75. yıl dolayısıyla her yerde Cumhuriyet tarihini konu alan toplantılar düzenleniyordu. Son günlerde de yine tari alanında iki önemli toplantı oldu. Birincisi, Boğaziçi Üniversitesi ve Fransız Anadolu Araştırmaları Enstitüsü'nce düzenlenen Bizans İstanbul Sempozyumu'ydu. Şu anda devam etmekte olan ikincisi ise IRCICA, Türk Tarih Kurumu, Unesco vb. tarafından düzenlenen Osmanlı Dünyasında Bilim ve Eğitim Milletlerarası Kongresi.
But toplantıların iyiliğini, güzelliğini methetmek, amatör bir tarih meraklısı olduğum halde, benim haddimi aşar.
Dikkatimi çeken bir başka nokta var: O da tarihle ilgili faaliyetler olduğu zaman ortaya çıkan ‘‘siyasi’’ tavırlar. Kimine göre Cumhuriyet tarihiyle ilgili toplantı düzenlemek, Osmanlı ile ilgili toplantı düzenlemekten daha olumlu ve önemli; buna karşılık kimileri de Osmanlı ile ilgili toplantıları çok iyi bulurken, Bizans'la ilgili toplantılara uzak duruyor vesaire, vesaire...
Bu konuda epeyce mesafe katettiğimizi de kabul etmem lazım. Artık bu gibi ‘‘siyasi’’ tavırlar, eski günlere göre çok daha törpülendi.
Tarih karşısında insanların tam bir soğukkanlılığa kavuşabilmesinin imkansız olduğunu biliyorum. Çünkü eski zamanı ele almasına rağmen, bunun kadar güncel bir başka alan yok.
Ama hiç değilse artık tarihe Cumhuriyet, Osmanlı ya da Bizans'tan herhangi birini ‘‘tutan’’ günümüz siyasetinin gözlükleriyle bakmamamız gerekir. Yoksa, gülünç oluruz.
Paylaş