Paylaş
Depremde bir kağıt gibi çöken binalardan ve onların altında kalanlardan kimler sorumlu?
Elbette müteahhitler sorumlu.
Elbette projeyi onaylayan sonra da iskan izni veren belediyeler sorumlu.
Belediyelerin kaçak binalarla savaşmasını engelleyen, yavaşlatan bütün kurumlar sorumlu.
Belediyelere ‘‘benim kötü, kaçak evime izin ver, sen benim partimdensin, sonra gösteririm ha!’’ diyen il ve ilçe parti teşkilatları (BÜTÜN PARTİLER!) sorumlu.
Doğrudürüst bir imar kanunu yapmak istemeyen Türkiye Büyük Millet Meclisi sorumlu.
Binalara yapı sigortası zorunluluğunu bir türlü getirmeyen zihniyet sorumlu.
Kendi kaçak binaları için iltimas isteyen ve bu iltiması elde etmek için baskı yapan yetkili ve etkililer sorumlu.
Sorumluluk zinciri çok uzun. Bu zincir belki hepimizi kuşatan ‘‘ne olursa olsun ev sahibi olalım, bir tane yetmez üç tane olsun’’ hırsını da içine alıyor.
Bu zinciri kırabilmemiz için mutlaka dayak yememiz, ölmemiz, enkaz altında kalmamız mı gerekiyor?
İşte size örnekler: Müteahhit kendi oturduğu binadan malzeme çalıyor! Bu adam kurnaz mı, aptal mı? Sadece kendisine zarar verse neyse! Ama başkalarının da ölümüne neden oluyor.
İnsan canını bir müteahhidin vicdanına emanet edebilir mi?
Canımızı daha sağlam bir yerlere emanet etmek için harekete geçelim, bütün yetkili ve etkilileri bunun için baskı altına alalım.
Paylaş