Paylaş
Otomobillerin yollarda sıra sıra dizileceği, insanların evlerinden çıkıp otomobillere bineceği, akşama kadar direksiyon başında oturacağı, sonra da inerek yeniden evlerine döneceği günler çok yakın.
Çünkü yol bitti.
İstanbul'da kuşkusuz işin sonuna gelinmiş değil. Çünkü mevcut yollar iyileştirilebilir, trafik çok daha akılcı bir biçimde yeniden düzenlenebilir, bazı bölgelere yeni yollar açılabilir.
Ama bu işin sonunun olmadığını kabul etmemiz gerekir.
Yol kapasitesindeki artış otomobil sayısındaki artışa yetişemiyor.
Elbette, istenirse her yere yol yapılabilir. Boğaziçi'nin üstüne yüzlerce köprü yapılabileceği gibi.
Fakat gerçek değişmez.
Kırk katırla kırk satır arasında bir tercih yapmak zorundayız.
İki yanından yol geçen, trafik gürültüsünden uyunamayan evlerde oturmaya razı olup sevgili arabamızı oturma odamıza park ederek mi yaşayacağız; yoksa o dört tekerlekli sevimli maden yığınıyla aramızdaki tutkulu aşk ilişkisine bir son mu vereceğiz?
Şimdi bu bir fıkra gibi gelebilir. Ama Tokyo, Singapur, Londra gibi şehirlerde bu meseleyi ciddi ciddi tartışıyorlar.
18403 sarı gül
Aman Allahım! O ne!
Gazetemizde bütün kadınların masasında bir sarı gül!
Hem de plastikten!
Kabus gerçek olabilir mi?
Bu sarı güller benim bir kabusum.
İnanmıyorsanız, bakınız, 26 Şubat tarihli gazetemizde neler neler yazmışım:
‘‘Temizel'in DSP İstanbul Belediye Başkanı, Mustafa Sarıgül'ün de DSP Şişli Belediye Başkanı adayı olduğunu öğreniyorum; o gece rüyamda ikisini görüyorum. Temizel sağ eliyle Sarıgül'ün sol elini yakalamış yukarı kaldırıyor, halka gülümsüyorlar. O temiz ellerle o sarı gülleri yan yana görünce kan ter içinde uyanıyorum...’’
İşte, söylediğim çıktı. Mustafa Sarıgül, 18 bin 403 kadının arasına beni de kattı, toplam 1 milyara mal ettiği o plastik sarı güllerden bana da gönderdi. (Bakınız s. 12, Tümer Yalçın’ın bugünkü yazısı).
Neyse ki Sarıgül'ün sarı güller dağıtan danışmanları İkitelli’deki gazete binalarına gelip bizim kata girdiklerinde arşivdeydim. Beni bulamadılar: Kabusun en kötü anında yine uyanıp kurtulmuştum.
Kendisine teşekkür ediyorum. Fakat esas onun bu güzel soyadı için büyükbabasına teşekkür etmesi gerekir.
Bakınız Bahçelievler Belediye Başkanı Saffet Bulut, karanfil dağıtmak zorunda kaldı. Bulut dağıtması zor olurdu tabii.
Bu sarı güller, bu karanfiller, kendilerine bol bol oy olarak geri döner inşallah.
Paylaş