Paylaş
Singapur küçücük bir yer. 3 milyon nüfusu var. Özel otomobil sayısı ise 370 bin. Bir o kadar da otobüs, motosiklet ve kamyon var. Kilometre başına 220 araç düşüyor. Dünyanın en yüksek trafik yoğunluğu göstergelerinden biri bu.
Yol yapmakla filan çözülebilecek bir durum yok.
Tek çare, otomobil aşkını söndürmek. Tutkuyu yok etmek kolay mı? Ama aşktan daha güçlü bir şey varsa o da para.
Singapur'da otomobil sahibi olmak epeyce pahalıya geliyor. Bir yığın verginin yanı sıra, her yeni otomobil alan kişinin bir de yeni ehliyet alması gerekiyor. Bunun fiyatı da 27 binle 49 bin dolar arasında değişiyor.
Son 20 yıldır Singapur'da kentin merkezine otomobille girmek parayla. Şimdi bu uygulama Avrupa'da da yaygınlaşıyor. Kent merkezine girmek isteyen otomobil aşığı, sabah trafik sıkışıkken 2 dolar, daha sonraki normal saatlerde 1.3 dolar, akşam vakti yeniden 2 dolar ödemek zorunda.
Bu aydan itibaren bir ‘‘akıllı kart’’ kullanmaya başlıyorlar. Limiti 150 dolar olan bir kredi kartı bu. Otomobile içine akıllı kartın sokulduğu küçük bir araç takılıyor. Ücret mikrodalga yöntemiyle otomatik olarak aracın yoğun kent trafiğine girdiği saate göre kesiliyor. Yani gişelerde yavaşlamak, durmak filan yok.
Gördüğünüz gibi artık yol yapamayacak hale gelen ülkelerde (Singapur bir dönem yeraltını otoyollarla döşemeyi düşünmüş ama vazgeçmiş) otomobile herhangi bir mal gözüyle bakılmıyor. Otomobil sahibinden halkın diğer bölümüne verdiği rahatsızlık nedeniyle de ayrı vergi alınıyor.
Amaç, otomobil aşkını biraz olsun söndürmek.
Türkiye'de bunlar için çok erken, çünkü otomobil sevgisiyle yeni tanışmış bir ülke olarak henüz tatmin olmuş sayılmayız. Rüyalarında otomobil gören çok insan var. Ama hızla tıkanma noktasına doğru gidiyoruz.
Metro işte bu yüzden son yılların heyecanlandırıcı tek projesi.
Benim gibi milyonlarca otomobilsiz İstanbullu'yu o dört tekerlekli maden yığınlarından kurtaracak. Hiç değilse saat kaçta nerede olacağımızı bileceğiz.
Ne büyük lüks!
Paylaş