Şeffaf bir devlet

Ayşen GÜR
Haberin Devamı

Toplumsal Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı (TESEV), çeşitli alanlarda reform projeleri hazırlayarak tartışmaya açıyor.

Dün yapılan toplantısını izledim. Konu: Devlette mali saydamlık...

Ne kadar sıkıcı değil mi?

Çalışmalarını sunan uzmanlar bile konunun ‘‘teknik’ olduğunu söylüyorlardı. Teknik deyince de teknisyen değilseniz, içiniz sıkılır.

Sabancı Üniversitesi'nden İzak Atiyas ve Dünya Bankası Danışmanı Şerif Sayın'ın sunuşunu, ardından ekonomi bürokrasisinden üç uzmanı (Yasemin Gürsoy, Hakan Yılmaz, Emine Kızıltaş) dinlerken ben de ‘‘niçin devletin mali şeffaflığı sıkıcı ve anlaşılmaz geliyor?'' diye sordum kendi kendime.

Halbuki, söz konusu olan para. Hem de cebimizden çıkan para! Allah aşkına, kendi paramızdan daha çok ilgimizi çeken bir şey var mı?

Ne yazık ki biz, bir yolsuzluktan söz ederken ‘devletin parasını yemişler’ demeyi, ‘vergi mükelleflerinin parasını yemişle’ demeye tercih ediyoruz. ‘Kamu bankası’ dediğimizde, bu ‘‘kamu’nun biz olduğumuzu, bankanın da bize ait olduğunu kesinlikle hatırlamıyoruz.

IMF, devletlerin mali açıdan şeffaflaşması, vatandaşlarını bilgilendirmesi, bu bilgi kanallarının ulaşılabilir ve denetlenebilir olması için bir tüzük hazırlamış: Mali Saydamlık ile İlgili İyi Uygulamalar Tüzüğü.

Bunlara göre Türkiye'nin durumu iyi değil.

Türkiye'de devlet sektörü denilen şey, net bir tanıma sahip değil. Devletin bütçe dışı faaliyetleri bilgi ve kontrol dışında. Devletin finansal varlıkları hakkında bilgi yok. Beş yılda bir bir plan yapılıyor, ama keyfe keder! Birçok göstergeye ulaşmak imkansız, vb. vb.

Fakat acaba IMF'nin, şeffaflığı sağlayacak standartlar oluşturması, bunların uygulanması için birilerinin iradesi yoksa ne işe yarar?

Toplantıda sivil toplum kuruluşlarının ve medyanın bu anlamda ne kadar önemli olduğuna da değinildi. Konuşmacılar ne zaman ‘medyaya çok görev düşüyor’ dese, ben görevini eksik yapan birinin ruh hali içinde önümdeki koltuğun arkasına saklanıyordum.

İyi ama, medya da müşterileri olan bir özel girişimdir. Müşteri bu tür haberleri istemezse, kendi parasına ‘devletin parası’ demekte ısrar eder, konuyu sıkıcı bulursa, medya ne yapsın?

Yazarın Tüm Yazıları