Paylaş
Artık alışkanlık oldu. Her seçim döneminde ortalığı afişler, bayraklar kaplıyor ve sonra bunların yarattığı kirlilikten şikayet ediliyor.
Böyle bir sorumsuzluk damgası yemek istemeyen partiler ve politikacılar da ‘‘biz hepsini temizleyeceğiz, şöyle yapacağız, böyle yapacağız'' diyorlar. Sonra bu temizlik işi yarım-yamalak yapılıyor.
Bu sefer de öyle oldu.
Seçim propagandasında bütün dikkatler naylon bayraklara çevrilmişti. En büyük kirliliği bunların yaratacağı düşünülüyordu, çünkü naylon kağıt gibi doğanın kolayca eritip sindirebileceği bir madde değil.
Ama bir de kağıt afişler var. Bunların yarattığı kirlilik farklı: Duvarlara öyle bir yapıştırılıyor ki, bir daha oradan sökülmesi mümkün değil. Kazımak gerekiyor.
Eğer tarihi bir binanın duvarına yapıştırılmışsa, bir afişi kazımak, tarihin de bir parçasını söküp çıkarmak demek.
Eğer yepyeni boyanmış ya da temizlenmiş bir evin duvarına yapıştırılmışsa, orada oturanların halini düşünün!
Kağıt afişler o kadar uzun ömürlü olabiliyorlar ki, bir seçim yapıldığında, geçen seçimin afişlerinden kimilerinin yarım-yırtık duvarlarda kaldığını farkedebiliyorsunuz.
İşin kötüsü, bu seçim kirliliğinin yasal bir sorumlusu da yok. Yüzlerce aday binlerce afiş hazırlayıp yapıştırdı. Bu insanları bulup temizlik işinin ücretini onlardan istemek çok zor. Bence bu sorumluluğu siyasi partiler üstlenmeli.
Paylaş