Paylaş
Dün 9.00-12.00 arasında Teşvikiye-Dolapdere-TEM-İkitelli arasında yaptığım otomobil yolculuğu çok güzeldi.
Otomobili kullanan ben değilim. Frenle gazı bile ayırt edemem zaten.
Yolculuktan memnunum, çünkü hiç bir araba hızlı gidemiyor! Saatte 1, bilemediniz 2 kilometre! Çoğu zaman 0 kilometre, çünkü trafik ilerlemiyor.
Bir ara TEM'de ‘‘70 kilometre’’ yazan tabela gözüme ilişti, sürücülerden gizleyerek kendi kendime güldüm. Çünkü normal zamanda bu hız sınırını çok düşük bulur, hiç dinlemezler. Ama şimdi git bakalım gidebilirsen!
Bütün otomobil markaları arasında tam bir eşitlik var. Hatta son model Mercedes'lerle büyük Amerikan cipleri, Tofaş'lardan daha kötü durumda. Çünkü markalarına güvenip çat diye frene, pat diye gaza basıp patinaj yapıyorlar. Buz bu, tabiat bu, senin markanı mı takar!
Böyle güle oynaya giderken birden ambulans sirenleri duyuldu. Tabii ambulansın geçeceği bir şerit yok. Yol üstüste binmiş araçlarla dolu.
Neyse, bir araba boyu gidecek kadar yol açılıyor, ambulansların yolunu kapatan kamyon sol şeride geçmeye çalışıyor. Sol şeritte duran bizim otomobil de o geçebilsin diye bekliyor. Arkadaki bir Kartal çok sinirli bir edayla klaksonuna yapışıyor, sanki makinalı tüfek!
Tabii onun ambulansla filan ilgisi yok. O hastalanmaz, yaralanmaz, karısına çoluk çocuğuna hiç bir şey olmaz. Bir araba boyu yol gidecekken niye ambulansa yol vermek için birkaç saniye beklesin ki? O ölümsüz!
Bu olayı da atlatıp yola devam ediyoruz. Birkaç kişi servis aracından iniyor, otoyolu karşıya geçiyor, evlerine geri dönmek için otostop yapıyorlar. Fakat otomobiller zavallıların üstüne buzlu çamurları fırlatıp gidiyorlar. O iki kişiyi bir viyadüğün üzerinde donmak üzere bırakıyor, ilerliyoruz.
Biraz korkuyorum. Hınçlarını tabiattan alamadıkları için öfkeli, altlarındaki makinaya hakim olamadıkları için şaşırmış bir kalabalığın ortasında insan nasıl korkmaz!
Neyse ki İstanbul büyük şehir. Bir tarafında Çingene çalıyor, bir tarafında Kürt oynuyor. Batıda hava bıçak gibi değişiyor. Ne kar var, ne çamur!
Normale dönüyoruz, sürücüler rahatlıyor, basıyorlar gaza.
Paylaş