Paylaş
Kasım ayında manşetten verdiğimiz haberi okuyucular hatırlayacaktır.
Düzce depreminden 10 gün sonraydı. İstanbul Üniversitesi'nin Avcılar'daki kampüsündeki Mühendislik Fakültesi depremlerden hasar görmüştü. Dekan Prof. Dr. Reşat Apak, bu durumda hiçbir öğrenciyi ve hocayı bu binalara sokamayacağını açıkça bildirmişti.
Rektörlük ise ters yönde baskı yapıyordu.
Birkaç hafta önce, bu defa, TBMM YÖK Araştırma Komisyonu'nun İstanbul Üniversitesi hakkındaki araştırmalarını bir haber olarak yayımladık. Bu haberde, hasarlı Mühendislik Fakültesi yeniden söz konusu ediliyordu.
Üniversite Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Nur Sertel, bir açıklama gönderdi. Bunu da yayımladık. Şöyle diyordu:
‘‘Deprem sonrası derse devam kararını Fakültenin o zamanki Dekanı Reşat Apak vermiştir. Alınan teknik raporlarda binada can güvenliğini tehdit eden bir durumun bulunmadığı belirtilmiş olmasına rağmen derslerin büyük bölümü Kampüsteki diğer binalarda yapılmakta ve bina halen onarılmaktadır.’’
HHH
İşte Prof. Dr. Reşat Apak'tan bu açıklamaya bir cevap geldi:
‘‘Açıklamadan, deprem sonrası hasarlı Mühendislik Fakültesi binalarında eğitimi dekan olarak benim başlattığım gibi yanlış bir anlam çıkmaktadır. Tersine, Dekan sıfatıyla kolonları çatlayan 4 katlı Mühendislik binalarının eğitime kapatılması yolunda bir yönetim kurulu kararı aldım ve bunu uyguladım.
Eğiticilerin başlıca görevinin, öğretimi her türlü özveriyle kesintisiz sürdürmek olduğuna inandığımdan eğitime ara vermedim, ancak bu eğitimi, Avcılar Kampüsü'ndeki İşletme Fakültesi, öğrenci yurtları ve Mühendislik-Veterinerlik Fakültelerinin eklenti olarak inşa edilmiş tek katlı amfilerinde yürüttüm.
Bu arada Kara Kuvvetleri Komutanlığı Bor (Niğde) Levazım Fabrikası'ndan baraka talep ettim. Bu talebimiz Rektör'ün istemiyle İ. Ü. Yönetim Kurulu gündeminden çıkarıldı.
Dekanlığımın son dönemlerinde Mühendislik Fakültesi'ne, Çakmaklı Zırhlı Tugay Komutanı'nın ilgisiyle bir hayırsever vatandaştan bağış olarak bir prefabrik bina yaptırdım.
Rektör Prof. Alemdaroğlu, Mühendislik binalarının eğitime kapatılması yolundaki fakülte yönetim kurulu kararımızı kaldırabilmek için çok uğraştı. Bu amaçla yönetim kurulu üyeleriyle hasar raporu veren İnşaat Mühendisliği Bölümü öğretim üyeleriyle ve bölüm başkanlarıyla görüştü ve kararımızın geçersiz olduğunu ilan etti.
İ. Ü. Yönetim Kurulu'ndan bizim kararımızı kaldırmak anlamına gelen bir karar çıkartmaya çalıştı. Böyle bir karara muhalefet şerhi koyacağımı beyan etmem nedeniyle vazgeçti.
1999 yılı ekim sonunda dekanlığım biter bitmez, çoğunluğu hasarlı mekanlarımızı hiç görmemiş olan İ. Ü. Yönetim Kurulu üyelerinin oybirliğiyle onayını alarak bizim kararımızı kaldırttı ve binaları öğretime açtı.
Arkasından 'hasarı önemsiz ve öğrenci psikolojisini etkileyecek boyutta' dediği binalar için 1.7 trilyon TL'lik bir onarım-takviye ihalesi gerçekleştirdi. Halen onarım sürerken, iç kısımlarda laboratuvar ve bazı dersanelerde yeni dekanlık eğitim yapmaktadır. Bunun da normal bir durum olmadığı açıktır.’’
Ne diyeyim? Normal olan ne var ki?
Paylaş