Pisliğe alıştık

Ayşen GÜR

SU gibi aziz ol, lafını duymuşlarsa, çocuklar ne düşünüyordur acaba?

Artık bu lafın bir anlamı yok. Bu ülke, etrafındaki, su kalitesi açısından dünyada ender bulunacak denizleri mikrop yuvasına çevirdi.

Boğazların kirlenmesinde buralardan geçen gemilerin pisliklerini boşaltması en önemli rolü oynuyor. Peki Haliç'i de yabancı gemiler mi mahvetti? Marmara'nın tüm kıyılarını dış düşmanlar mı bu hale getirdi?

Deniz kirliliğinden şikayet etmeyen tek bir insan yok. Ama biri kalkıp ‘‘Peki bunu kim yaptı? Kim sizin denizlerinizi işgal eden?’’ diye sorsa, ‘‘Biz!’’ diye cevap vermekten başka çaremiz var mı?

Şimdi, kolektörler kurarak, dipteki çamurları temizleyerek, atıksuları uzaklara pompalayacak sistemler kurarak pislikten kurtulmaya çalışıyoruz.

Belediye Başkanı Gürtuna, İSKİ'nin Heybeliada'da yaptığı atıksuyu pompalama sistemini hizmete açarken, tören alanında kimse yokmuş. O da sinirlenmiş, ‘‘Biz Adalar'a kötülük mü yaptık? Niye kimse yok?’’ demiş.

Belediye Başkanı, bir başka konuşmasında da Güney Haliç kolektörlerinin temelinin atıldığını hatırlatmış, ama bunu halka yeterince duyuramadıklarından şikayet etmişti.

Bu tür haberlerin heyecanla karşılanmamasının nedenleri var:

Ne yazık ki kimse inanmıyor.

Bir gün gelip Haliç'in temizleneceğine, Boğaz'ın pırıl pırıl, dibine kadar şeffaf görüntüsüne yeniden kavuşacağına, Marmara'nın pürüzsüz, koyu mavi rengine tekrar bürünebileceğine kimse inanmıyor.

Eğer çalışmalar sabırla yürütülür de bir gün bu sular temizlenirse, işte ancak o zaman insanlar, bunu yapanları hayırla anacaklardır.

Villaya doyamadık

EV sahibi olmak herkesin en büyük amaçlarından biri. Sokağa atılma korkusu, geleceğe duyulan güvensizlik, insanları zorluyor.

Ama bazı insanlardaki arazi, ev, villa açlığını kimse doyuramıyor.

Etraflarına verdikleri zarar nedense umurlarında değil. Boğaz'ın en güzel korularını bu uğurda kaybettik. Su havzalarını bu uğurda pisliğe terkettik. Üstelik bu villalar onların çocuklarına bile kalmayacak. Çünkü bunları yanyana yığarak, çevrelerini mahvederek, evlerinin değerini kendi elleriyle yok ediyorlar!

Bir bakıma acınacak haldeler!