Paylaş
Süleymaniye'yi gezerken, duygularımızda ve belleğimizde tarihi diriltiyoruz. Süleymaniye semti dar sokakları, fevkani konak artıkları ve ara sıra rastlanan parmaklıklı pencereli duvarların ardındaki mescid ve mezarlıklarıyla, Osmanlı İstanbul'unun sakin fakat çarpıcı bir köşesidir...
Süleymaniye külliyesinin etrafı bugün bir bölümü yıkımdan kurtulan ulema konaklarıyla dolu; Kirazlımescid sokak 23 numaradaki, Yoğurtçuoğlu Sokağı, Şifahane Sokağı ve Kayserili Ahmet Paşa gibi tarihi sokaklarda zarif örneklere rastlanıyor...
Bunları İlber Ortaylı 1986’da yazmış.
O günden beri, ruhumuzda ve belleğimizde dirilen tarih kırpılmaya devam etti Süleymaniye'de!
Biz gazete olarak son bir yılda yakılan ahşap evlere yetişebildik.
Süleymaniye ile ilgili son haberimiz de bir İstanbul şaheseriydi.
Sinan'ın bu semtteki şaheserinden çok da uzak olmayan Hoca Gıyaseddin Mahallesi'nde yeni bir şaheser yaratılmaktaydı: Katlı bir otopark! Hem de neredeyse Süleymaniye Camii ile yarışan büyüklükte!
Biz bir yıllık İstanbul gazeteciliğimizde hiç bir şey öğrenmediysek de şunu öğrendik: Bu şehirde tarihi yıkmak ne kadar kolaysa, o tarihin üzerine yapılan kaçak binayı yıkmak da o kadar zordur!
Bugün dördüncü sayfamızda Hoca Gıyaseddin Mahallesi'ndeki otoparkın hikayesini okursanız göreceksiniz:
Ne kadar kıymetliymiş bir otopark! Yıkması ne kadar zormuş! Dört kere mahkemeye gitmek, tam 200 kişilik çevik kuvvet getirmek gerekirmiş!
Bugün Süleymaniye adına sevindik ama; büyük bir çöle damlatılan birkaç yudum su gibi.
Çünkü tarihi bir mahalle mahkemelerde sürünerek, polis ordularından yardım istenerek korunamaz ki!
Tarih, herkes istiyorsa korunabilir.
Trafikte bir
AGİT eksikti!
İSTANBULLULAR hazırlanın; 17-19 Kasım'da AGİT zirvesi sırasında korkunç günler yaşayacağız hep birlikte!
Caddelerimiz, yollarımız, otoparklarımız güvenlik nedeniyle taşıt trafiğine kapanıyor. Hem de o kadar çok yol, o kadar çok güzergah trafiğe kapanıyor ki, insan şaşırıyor.
Sokağa çıkma yasağı ilan edilse daha mı iyi olur acaba?
Paylaş