Paylaş
TMMOB çatısı altında toplanmış mühendis ve mimar odalarında yönetim yıllardır sol eğilimli.
Geçen hafta sonu ilk defa bu yönetimlere ciddi bir rakip çıktı. MHP ve Fazilet eğilimli mühendisler Makine Mühendisleri Odası'nın kongresinde bir atak yaptı, ancak başarılı olamadı.
Şimdi aynı atağı İnşaat Mühendisleri Odası'nda deneyecekler.
Başarılı olurlar mı, bilmiyorum.
Ama bu vesileyle TMMOB'ye bağlı odalar kendilerini ele alsalar iyi olur.
Odalar, yasayla kurulmuş yarı-resmi meslek kuruluşları. Bunlara gerçek anlamda sivil toplum kuruluşu denilemez. Çünkü sivil toplum kuruluşu, devletten tamamen bağımsız, yurttaşların gönüllü birlikteliğine dayalı bir örgüttür. Arkasında ne yasa, ne üyelik mecburiyeti vardır.
Odaların bu koşulları yerine getirdikleri söylenemez.
Ama bu kuruluşlar gerçek bir sivil toplum kuruluşu gibi hareket edebilir, toplumda yasadan aldıkları gücü de aşan bir etkiye sahip olabilirler.
Ama üç temel eksikleri var.
Birincisi, meslek etiği ve özeleştiri konusunda hiç bir zaman, en küçük bir adım bile atmak istemediler.
Örneğin, Gökkafes'i kınayan, ona karşı mücadele eden Mimarlar Odası, bu binanın mimarları hakkında bir iç soruşturma yaptı mı?
Örneğin, depremden sonra belediyelerden hükümete, partilerden özel sektöre herkesi topa tutan İnşaat Mühendisleri Odası, yıkılan binalarda kusuru olan inşaat mühendisleri hakkında işlem yaptı mı?
Odaların artık meslek etiğini yaptırımlarıyla birlikte harekete geçirme, gerektiğinde üyelerini teşhir ve ihra etmeye başlatmaları gerekiyor.
Dünya o yöne doğru gidiyor. Meslek suçlarını eğer meslek örgütleri cezalandırmazsa, bu işi ergeç başkaları üstlenecek ve sonuçlar çok daha kötü olacak.
İkincisi, odaların politikayla ilgilenmesinde hiç bir sakınca yok. Ama kendi alanlarıyla ilgili her türlü bilimsel çalışmanın, yaratıcılığın öncüsü olmak zorundalar: Ancak bunu yapabilirlerse, hem mesleklerinde hem genel sorunlarda alacakları politik tavrın ağırlığı olur. Yoksa bir olay olduğunda sağa-sola kınama faksı çekmekten öte bir şey yapamazlar!
Üçüncüsü, odaların ‘‘mecburi’’ üyelerini ‘‘gerçek’’ üyeye çevirmek için bir çaba harcamaları gerekir. Arkasında yasa olmayan bir dernek nasıl yeni üyeler kazanmak için uğraşıyorsa, onlar da üyelerini aktif hale getirmek için uğraşmalıdır.
Odaları kim yönetirse yönetsin, bu kurumlar uyuklayan birer KİT olmaktan çıkmazsa bir gün kendilerini özelleştirilmiş olarak bulabilirler!
Paylaş