Nur topu gibi bir sorunumuz oldu!

Ayşen GÜR
Haberin Devamı

Müjde! Bu yıl okulların açılmasından sonra, nur topu gibi yeni bir sorunumuzun daha doğduğunu farkettik: Cumartesi trafiği.

Gerçi geçen yıllarda başlayan bir eğilimdi bu; ama artık inkár edilemez bir hal aldı.

Cumartesi günlerinin trafik sıkışıklığı açısından cuma gününden pek farkı kalmadı.

Biz trafik uzmanlarına, işleri dolayısıyla her gün trafikle içiçe yaşayanlara sorduk: Neden?

Çeşitli nedenler sıraladılar, ama hiçbiri tek başına yeterli değil. Daha doğrusu, sayılan bütün faktörler biraraya gelince böyle bir karmaşaya yol açıyor.

Burada bence ortaya felsefi bir soru çıkıyor, özgürlükle ilgili...

Özgürlük, bireyler için mekánı ve zamanı kontrol altına almaksa (bir tanımı da böyle olabilir), otomobili bunun için önemli bir araç olarak kabul edebiliriz.

Niye otomobile bu kadar düşkünüz? İstediğimiz yere, istediğimiz zaman gidebilmek, zamanı ve mekánı kontrol altına alabilmek, bu özgürlüğe kavuşmak için değil mi?

İşte trafik sıkışıklığı öyle bir sorun ki, özel otomobilin bu en önemli üstünlüğünü ortadan kaldırıyor. Mekán ve zaman üzerindeki kontrolümüz kayboluyor. İstediğimiz zaman, istediğimiz yere gidemez hale geliyoruz. Hem de artık haftanın altı günü!

Büyük bir kentte yaşıyorsak, bu özgürlüğümüzün törpülenmesine katlanmalı, özel taşımacılık yerine toplu taşımacılığı sinemize çekmeliyiz.

Çünkü raylı sisteme dayalı bir toplu taşımacılık, zaman üzerindeki kontrolümüzü kısmen de olsa yeniden kazanmamızı sağlar, belli bir yere ne kadar süre içinde ulaşacağımızı önceden bilmenin rahatlığını verir.

Başka alanlarda özgürlüklerin kısıtlanmasına pek de fazla tepki göstermeyen bir toplum, bunu da kabullenir herhalde!

Yazarın Tüm Yazıları