Niçin Avrupa’nın en büyük otoparkı?

Ayşen GüR
Haberin Devamı

GEÇEN hafta, Altunizade'de Marmara Üniversitesi Hastanesi ile Altunizade ve Barbaros mahalleleri arasında tartışma konusu olan 22 dönümlük bir yeşil alanla ilgili iki haber yer aldı gazetemizde.

Bu alanı iki mahalle beş yıldır şenlik düzenleyerek kullanıyordu. Birkaç ay önce arazi Marmara Üniversitesi'ne verilmişti. Üniversite de burasını hastanesinin otopark sorununu çözmek için kullanmayı amaçlıyordu.

Bu tartışmayla ilgili olarak Altunizade ve Barbaros mahallelerinden bir mektup geldi. Mektupta şunlar söyleniyor:

‘‘Altunizade, Barbaros ve Koşuyolu üçgeninde ‘boş alan’ buldukça birbiri ardına okul, hastane, iş, eğlence merkezleri yapıldığı için trafik felç olmuş ve otopark alanları tükenmiş durumda. Mahallenin otobüsü park eden arabalar yüzünden son durağına ulaşamamaktadır, evlerimizden arabayla ana caddeye kadar olan birkaç yüz metrelik yolu yarım saatte alabilmekteyiz. M. Ü. ne diyor? Ambulansın geçeceği yer yok. Doktorlarımızın arabalarını park edeceği yer yok. Orayı önce otopark yapacağız, sonra hastane binası yapacağız. Güzel. O zaman biraz daha büyüyün. Bölgenin yükünü daha da artırın. Başkaları da sizin gibi yapsın. Sonra evlerimizi yıktırıp park yerleri ve ambulanslara yol açacaksınız! Sorumsuzca kent dokusunu bozanların verdiği zararların karşılanması yine topluma düşüyor.’’

Evet, İstanbul bir otopark kenti oldu.

Tek bir örnek vermek istiyorum:

Havalimanındaki yeni dış hatlar terminali ihalesinde bir de otopark yer alıyor. Bunun ‘‘Avrupa'nın en büyük otoparkı’’ olduğu övünçle belirtiliyor.

Halbuki bu övünülecek bir şey değil. Çünkü şu anlama geliyor: Şehrimizde otomobilden başka taşıma aracı yok! Havaalanı şehre raylı sistemle bağlı değil. İşte o yüzden İstanbul, Avrupa'nın kişi başına en fazla sayıda otomobile sahip kenti olmadığı halde, Avrupa'nın en büyük otoparkına ihtiyaç duyuyor!

Bir şehirde en çok ihtiyaç duyulan şey otoparksa, en çok para getiren yatırım otoparksa, yazık o şehire!

Yazarın Tüm Yazıları