Niçin açıklama yapmıyorlar?

Ayşen GÜR

Dün bu gazete hazırlanırken İstanbul'daki elektrik kesintilerinin programını nihayet ilgili kurumlardan aldık. Bugün 6. sayfamızda bu programı bulabilirsiniz.

Kurumların kötü bir alışkanlığı var. Olumsuz bir gelişmeyi halka önceden duyurup uyarmıyorlar. Mesela elektrik sıkıntısı ortaya çıkıyor, ilgili kurum elektriği düzenli bir biçimde kesmeye başlıyor, ama bu konuda bir basın açıklaması yapmıyor. Sanki bu, gizli kalabilecek bir şeymiş gibi!

Halk durumu farkedip bağırıp çağırmaya başlayınca, açıklamayı o zaman yapıyorlar.

Ama bu huydan bıktık artık. Üstelik, iş işten geçtikten sonra yapılan açıklamaya da kimse inanmıyor.

Hürriyet'e dün telefon eden öfkeli okuyucularımızdan hemen hemen hepsi, elektriklerin doğalgaz sıkıntısı nedeniyle kesildiğine inanmıyordu.

Halk, elektrik kesintisinin ardında kendisinden gizlenen bir tertip olduğuna ya da en azından itiraf edilemeyecek kadar büyük bir beceriksizlik yattığına inanıyor.

Tabii halkın bu güvensizliği elektrikle ilgili kurumların ne derece umurunda, o da belli değil!

Veremli hastane

Heybeliada iç açıcı havası dolayısıyla yıllar önce verem hastaları için ideal bir yer olarak kabul edildi ve orada bir sanatoryum açıldı.

Aradan yıllar geçti.

Vereme karşı Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yıllarında verilen zorlu savaşta geçici bir başarıya ulaşıldı ve bu hastalığın, daha doğrusu bu hastalığa karşı yürütülen savaşın ‘‘modası’’ geçti.

Sanatoryum da unutuldu gitti.

Şimdi Heybeliada Göğüs Hastalıkları Hastanesi'ni yeniden, acı bir şekilde hatırlıyoruz.

İstanbul'un bir köşesinde kalmış olan bu bakımsız hastane, kendi kaderine terkedilmiş halde.

Hastanenin halini, deprem korkusuna kapılan personelin durumunu yandaki haberde okuyabilirsiniz.

Haberi hazırlayan arkadaşımız Cahit Akyol, hastane başhekiminin sorulara cevap vermekten kaçındığını belirtiyor.

Ne yapsın başhekim? Ne diyebilir? Hastanenin içinde bulunduğu zorlukları açıkyüreklilikle arkadaşımıza anlatabilir, kamuoyunu böylece uyarabilirdi tabii. Ama o bir devlet memuru. Gerçeği söyleyen devlet memurlarının nasıl bir muameleyle karşılaştıkları malûm!