Milyarlarla oynayan koruma kurulları

Ayşen GÜR

KORUMA Kurulu üyesi Doç. Dr. Aslı Özdoğan'ın görevden alınma yazısını Kültür Bakanı adına bir genel müdür imzalamıştı.

İşte Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulları'nın durumu bu imzada özetleniyordu:

Bir genel müdür tarafından görevden alınabiliyorlar. Esas işlerinden zaman bulup haftada iki gün toplanabiliyorlar. (Bu İstanbul için geçerli. Diyarbakır'da birkaç vilayete bakan koruma kurulu 3 ayda bir toplanıyor!) Arabaları yok. Danışabilecekleri bir avukatları yok!

Bir de imza attıkları kararlara bakalım. Koskoca bir ilçeyi tarihi SİT alanı ilan ettikleri zaman, orada yasal olarak tek bir çivi çakılamıyor. Koskoca bir alanı doğal SİT alanı ilan ettiklerinde, oradaki bütün imar hareketleri değişiyor. Tarihi bir binası olan kişiler ve kurumlar, en basit tamirat için bile onlara başvurmak zorunda.

Kısacası aldıkları kararlar, milyonlarca dolar değerinde!

Aklıma yeni kurulan Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu geliyor. Ne büyük yaygara kopmuştu! O kadar önemli bir kuruldu ki, uzun uzun tartışılmış, büyük bir bütçe ayrılmıştı. Çünkü milyonlarca dolarla oynayacak bu kurul lekesiz, baskılardan uzak, özerk ve güçlü olmalıydı!

Koruma Kurulları, Bankacılık Üst Kurulu'ndan daha mı önemsiz sizce?

Onlar da milyarları yerinden oynatacak kararlar almıyorlar mı?

Paradan bu kadar bahsetmemin nedeni, paranın lafı edilince akan suların durmasıdır. Koruma kurullarının asıl önemi, ülkenin bütün doğal ve tarihi varlıklarını koruma görevinin onların sırtına binmesidir.

Fakat atanma, görevden alınma ve çalışma koşulları, bir köy ilkokulundan daha berbat.