Paylaş
10 Kasım'da Dolmabahçe Sarayı'nın Muayede Salonu'nda bir defile düzenlendi. Atatürk'ün giydiği elbiseler sergilendi.
Bir zamanlar ‘‘Gardrop Atatürkçülüğü’’ diye bir laf vardı.
İşte o lafın cisimleşmiş hali.
Defileye ‘‘Sarı Zeybek’’ diye bir isim koymuşlardı.
Can Dündar'ın filminden kapma.
Moda, entelektüel TV filmi, saray.. Dayanılmaz bir üçlüydü. Tarihe çok şık bir bakıştı. Postmodern denilen şeyden de öte, daha da posttu.
Tabii, yaşayan bütün Türk Büyükleri defiledeydiler. Tam 1500 kişi!
Ev sahibi Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Hikmet Çetin ile eşiydi.
Çünkü saraylar Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne devredilmiş, milletin malı olmuşlardı.
Milletin bu sarayında podyum kurmak için parkeler kesildi. Davetlilerden biri 140 yıllık bir şamdana çarptı, bir kristal parçasını kırdı.
Arkadaşlarımız Ayda Kayar, Seçil Türesay ve Kanbolat Uz'un Hürriyet'te çıkan haberinden aktarıyorum.
Milletin saraylarını yönetmekle yükümlü olan Milli Saraylar Daire Başkanı İsmail Hakkı Celayir, çok güzel bir açıklama yaptı. Kırılan şamdan ayağının ‘‘yedekleri’’ vardı... (Otomobil yedek lastiği gibi bir şey olsa gerek bu!) Depodan bir yedek çıkarılıp değiştirilivermişti... Zarar gören parça onarılıvermişti... Sarayın davetlere açılmasının mahzuru yoktu...
Biz müzecilik ve eski yapıların korunması konusunda ne bilebiliriz ki? O Milli Saraylar Daire Başkanı olduğuna göre bütün bunları biliyor olmalıydı. Herhalde işin uzmanıydı. Yoksa milletin sarayları ona emanet edilmezdi.
Gelgelelim ondan önce aynı dairenin başkanlığını yapmış olan Türkan İnce hiç de aynı kanıda değildi. Onun zamanında Muayede Salonu'nda ABD Başkanı George Bush ağırlanırken içeri yalnız 400 kişi alınmıştı. Çünkü Saray'ın statik yapısı fazla yük ve hareket halinde çökme tehlikesiyle karşı karşıya kalırdı. Spot ışıkları bile çevreye zarar verirdi.
Bu durumda bize millet olarak Büyük'lerimize şunları söylemek kalıyor:
Bakımları, onarımları, restorasyonları için bütçe ayıramadığınız, ama fiyaka satmak için kırıp dökmeye bol bol zaman ayırdığınız bu saraylara sakın bir daha elinizi sürmeyin!
Gölge etmeyin başka ihsan istemez!
Paylaş