Paylaş
Makber şairi Abdülhak Hamid, 1937'de Maçka'da Maçka Palas'ın ikinci katındaki bir dairede öldü.
Çocukluğumdan beri Maçka Palas'ın önünden her geçişimde, binaya çakılı bir plakette yazılı bu bilgiyi ezberlemiştim. Ve çocukluğumdan beri, o dairenin nasıl bir yer olduğunu merak ederdim.
Sonra Maçka Palas restore edildi. Eyvah dedim, plaket gitti, Abdülhak Hamid'in dairesi de gitti, yok oldu.
Neyse. Aynı plaket şimdi yine yerli yerinde. Üstelik Abdülhak Hamid'in dairesi de ziyaretçilere açık. Körfezbank'ın Kültürevi oldu. Şu anda aralık ortasına kadar sürecek bir Abdülhak Hamid sergisi var burada.
Geçen cuma nihayet çocukluğumdan beri merak ettiğim o daireye girdim. Odaları ne kadar küçükmüş! Basık, havasız. Prens havalarındaki o züppe, o farfaracı Abdülhak Hamid, devletin kendisine verdiği bu dairede epey bunalmıştır. Neyse ki yanında sevgili karısı Lüsyen Hanım varmış.
Sonra, Körfezbank Kültürevi'nin düzenlediği bir sohbete katıldım. Taha Toros'u dinledim. Taha Toros müthiş adam. Yaşı hayli ileri, ama hafızası pırıl pırıl. Sohbeti mükemmel. Bilmediği hiçbir şey yok!
Abdülhak Hamid'in karısı Lüsyen Hanım'a başka kimler aşıktı?
Midhat Cemal'in (Kuntay) hanım arkadaşı olduğu anlaşılan Nazan Hanım, yıllar sonra televizyonda Üç İstanbul dizisini seyrederken sekte-i kalpten nasıl gitti?
İngiliz Elçisi'nin eşi Mrs. Clarke, İbnül Emin Mahmut Kemal'i neden öptü?
Cenap Şahabettin'in ağabeyi ve Şukufe Nihal'in ilk nişanlısı niye intihar etti?
Nuruosmaniye'deki İkbal Kahvesi'nde yatıp kalkan Tahir Nadi nasıl konuşurdu?
Fahrettin Kerim Gökay, telefonu açınca ne derdi?
Hepsini biliyor.
Beyitler okuyor, fıkralar anlatıyor. Mesela: Aslında ikisi de Kürt olan Süleyman Nazif'le Dr. Abdullah Cevdet birbirinden nefret edermiş. Bir gün Süleyman Nazif ‘‘Allahım, bu Abdullah Cevdet'i niye yarattın?’’ diye feryad etmiş. Olur a, cevap duyulmuş: ‘‘Vallahi, dalgınlığıma geldi!’’
İşte Taha Toros böyle. Gerçi, hem anılarını, hem de muazzam arşivindeki bilgileri kullanarak son yıllarda Mazi Cenneti (İletişim Yayınları) adlı kitapları yazdı. Ama sohbet ederken onu dinlemek bambaşka bir zevk. Çoğu zaman gülmekten insanın gözlerinden yaşlar akıyor.
Paylaş