Kapkaç terörü: Geceler aydınlanmalı

Ayşen GÜR
Haberin Devamı

ERSİN Kalkan bugün Londra'da hırsızlık, gasp ve kapkaç gibi olaylar karşısında ne gibi önlemler alındığını anlatıyor.

En önemlisi, şehrin aydınlatılması. Karanlık, saldırganların ortağıdır. Hava karardıktan sonra, sıkıyönetim altında bir şehir gibi, insanları evlerine kaçmaya zorlayan en büyük hasımdır. Hele kadınların bir numaralı düşmanıdır!

İşte bu yüzden birçok ara sokakta lambalar kırık. Çünkü gaspçılar gece yanan lambaya tahammül edemez.

Onlarla mücadelenin bir de bu yönü var. Sokaklar ışıklandırılmalı! Sokak lambaları niçin tel örgülü haznelere yerleştirilmesin?

Haliç'in seyircileri

HALİÇ'in temizlik projesi, insana sorumluluklarını düşündürüyor.

Böyle bir projeye, hele bu kadar para harcanıyorsa, sadece bir korumun sorumluluğu olarak bakamayız. Belediye karşısında, sanki olay Patagonya'da oluyormuş, biz de televizyonda belgesel seyrediyormuş gibi not vermek üzere sonucu bekleyen pasif seyirciler olarak kalmamalıyız.

Böyle bir tavrımız olduğunu, bana Sakıp Sabancı'nın Gürtuna'yı dinledikten sonra ‘‘Ben de Haliç'te yüzeceğim!'' demesi düşündürdü. Bugün de İstanbul Çevre Mühendisleri Odası Başkanı'nın ‘‘Haliç ile ilgili ayrıntılı incelemelerim bulunmamasına rağmen mesleki birikimimle baktığımda aklıma soru işaretleri geliyor'' sözleri bu düşüncemi pekiştirdi.

Oysa olay, Sakıp Sabancı ile İstanbul Çevre Mühendisleri Odası'nı bu sözlerin çok ötesinde ilgilendiriyor. Birisi, önde gelen bir sanayici olarak, diğeri çevre konusundaki önemli bir sivil toplum kuruluşu olarak, bu projeyi çok yakından izlemeli, gerekirse eleştirmeli, gerekirse desteklemeli ve medyayı uyarmalı.

Belediye'nin de yapması gerekenler var. Gürtuna'nın ‘‘İki yıl sonra üç profesörümüz Haliç'te yüzecek'' demesi etkili bir halkla ilişkiler taktiği olabilir; ama unutmayalım ki bizde bu tür iddialar çok sık ortaya atılıyor!

Belediyenin yapması gereken, konuyla ilgisi olan bütün kuruluş ve kişileri sürekli bilgilendirmek, onların eleştiri ve önerilerini almaktır.

Örneğin bütün İstanbullu sanayicileri bu işin içine çekmeli ve Kağıthane Deresi'nin sanayi atıklarından kurtarılması için destek istemeli, Çevre Mühendisleri Odası'nı sürekli haberdar etmeli, hatta brifingler vermeli.

Yazarın Tüm Yazıları