Paylaş
ANADOLU Ajansı muhabirleri, il olmanın maliyetini hesaplamış: 26 trilyon 571 milyar 999 milyon lira. 1999'un rakamlarını almışlar ve il olacak ilçede, her merkezi idare birimi için bir bina yapılacağı varsayımından hareket etmişler.
Bir ilde bulunması gereken merkezi idarenin temsilciliklerinden sadece birkaç tanesini sayıyorlar: Hükümet Konağı, Vali Konağı, Jandarma Alay Komutanlığı, Köy Hizmetleri Müdürlüğü, Bayındırlık ve İskan Müdürlüğü, TEK (TEAŞ olmalıydı) Müdürlüğü, Tarım ve Köyişleri Müdürlüğü, İş ve İşçi Bulma Müdürlüğü, Gençlik ve Spor Müdürlüğü...
En son il yapılan Düzce dahil, şu anda 81 il var Türkiye'de. Biz yıllarca 67 vilayetle yaşamıştık. Ama aslında, Cumhuriyet kurulup idari yapı yenilendiğinde, yani Osmanlı Devleti'nden kalma vilayet ve sancaklar yeniden düzenlendiğinde, ilk olarak 71 vilayet kurulmuş.
Şu anki İstanbul ili o zamanlar dört ayrı ilmiş: İstanbul, Üsküdar, Beyoğlu ve Çatalca!
Aslında normal. Çünkü Üsküdar-Beyoğlu-İstanbul (tarihi yarımada), Osmanlı döneminde yüzyıllarca bir üçlü kent olarak düşünüldü. Çatalca da tabii o zamanlar şehrin çok dışında bir yerdi.
Sonra 1926'da bu vilayetlerden üçünün (Beyoğlu, Üsküdar, Çatalca) rütbesi tenzil ediliyor, ilçe oluyorlar.
Çatalca Belediyesi basın danışmanı Ahmet Erbil'e bundan söz ettiğimde ‘‘Elbette! Biz üç yıl boyunca vilayetmişiz. Mebuslarımız varmış’’ dedi.
Cumhuriyet tarihi boyunca, illerin sayısı bir azalmış bir çoğalmış. İl olanların ilçe seviyesine düşürülmesini, genellikle bir tür cezalandırma olarak görmek gerek. O il ya isyan etmiştir ya da istenilen şekilde oy kullanmamıştır.
Tabii günümüzde böyle cezalandırmalar yok. Tam aksine ödüllendirmeler var. O yüzden Türkiye'de il sayısı her geçen gün biraz daha artıyor.
Bu arada hiç kimse İstanbul'u düşünmüyor.
Birkaç tanesi hariç, İstanbul'un birçok ilçesi, Anadolu'daki illerin çoğundan daha kalabalık, daha büyük ve zengin.
Sonunda bir gün bu şehri yeniden birkaç farklı ile bölmek zorunda kalabilirler.
Paylaş