II. Abdülhamid Muayede Salonu’nda depreme yakalandı

Ayşen GÜR
Haberin Devamı

İkinci Abdülhamid, son depremde hasar gören Dolmabahçe Sarayı Muayede Salonu'nda depreme yakalanmıştı...

Padişahın yaverliğini yapan Celal Esad Arseven'in kaleminden okuyalım:

‘‘Bir bayram Dolmabahçe Sarayı'nın büyük merasim salonunda muayede resmi yapılıyordu. Abdülhamid kırmızı atlaslı ve altın yaldızlı bir tahta oturmuştu. Sağ tarafından Gazi Osman Paşa, elinde altın sırmalı uzun saçağını tutmuş ayakta duruyordu.

Arka tarafta şehzadeler, mabeyin erkánı, sağ tarafta vükelá, ulema, askeri erkán ve paşalar muayede için sıra bekliyorlardı.

O esnada müthiş bir zelzele oldu. Muzika birdenbire durdu. Salonun ortasında asılı olan büyük avizenin billûrları birbirine çarpıyor, yüzlerce çıngırak sesi salonu çınlatıyordu. Ortalık karıştı.

Abdülhamid hemen ayağa kalkarak o kalın sesiyle:

-Telaş etmeyin; kimse yerinden kıpırdamasın!

Diye bağırdı. Kubbe yıkılacak sanıyorduk. Percerelerin camları kırıldı. Daha şiddetli ikinci bir sarsıntı oldu. Abdülhamid, ‘‘Allahü Ekber’’ diyerek ellerini kaldırıp duaya başladı. Salonun deniz tarafından bulunanlar büyük pencerelerin kırılan camları arasından rıhtıma atladılar.

Zelzele durunca yan kapıdan tekrar içeri girdik. Padişah muayede salonu yanındaki küçük odaya çekilmişti, tekrar salona girdi ve muayede devam etti...’’

(Celal Esad Arseven, Sanat ve Siyaset Hatıralarım, İletişim Yayınları, 1993.)

Cumhuriyet bu sarayı sever!

Cumhuriyet kurulduktan sonra, sarayların büyük bölümü TBMM Başkanlığı emrindeki Milli Saraylar Dairesi’ne verildi.

Bu saraylardan Dolmabahçe'nin özelliği, Cumhuriyet yöneticileri tarafından çok sevilmesiydi. Atatürk son yıllarını burada geçirdi. İnönü de sarayı ikametgáh olarak kullandı, hatta oğlu Ömer İnönü'nün burada kalışı zamanında çok eleştirildi.

Muayede Salonu ise ayrı... Turgut Özal burada ABD Başkanı George Bush'u ağırladı. Cumhuriyet'in 75'inci yıldönümünde yine bu salonda bir defile yapıldı.

Bu durum tartışmaya yol açtı. Muayede Salonu bu kadar kalabalığı taşıyabilir miydi, taşıyamaz mıydı? Tarihi salon bu faaliyetlerden ötürü zarar görüyor muydu? Meclis Başkanı değiştikçe Milli Saraylar Daire Başkanı da değişiyor, giden geleni eleştiriyordu. Geçen yılki tartışmada da önceki Daire Başkanı, görevdekini suçladı.

Şimdi AGİT zirvesi yüzünden yeni bir Muayede Salonu tartışması başladı. Bence Demirel, kesinlikle Özal'dan geri kalmak istemiyor. Onun da gönlünde muayede salonu yatıyor. Özal gibi o da yabancı konuklarını padişahın bayramlaşma salonuyla hayran bırakmak istiyor.

Yazarın Tüm Yazıları