Paylaş
BELKİ rezil olma korkusuyla harekete geçerler.
Çünkü ülkemizin en iyi bilinen refleksi, başkalarına rezil olmaktan duyduğu korkudur.
Kendi kendisine rezil olmaktan hiç utanmaz.
İşte Abdi İpekçi Spor Salonu'nda tam böyle bir durum yaşıyoruz: Yabancılara rezil olma ihtimalimiz var!
Çünkü Türkiye, ‘‘n'ooolur, 2001 Avrupa Basketbol Şampiyonası'nı biz yapalım’’ diye Dünya Basketbol Federasyonu'na (FIBA) başvurmuş. Onlar da peki, olur, siz yapın, demişler. Türkler önce çok sevinmiş. Sonra ‘‘Bugünün işini yarına bırak, elbet bir yapan bulunur!’’ demişler. Bir zaman geçmiş. Türkiye'nin maçların oynanacağı üç salonu FIBA'ya bildirme tarihi gelmiş. Ama bu salonlar hazır değilmiş.
Arkadaşım Yavuz Harani'nin iki gündür yazdıklarından anladığım bu.
Gelelim Abdi İpekçi'ye. Etrafı çeşitli otoparklar (İstanbul'da her taşın altından otopark çıkar), enkazlar, ıslah edilmemiş derelerle kuşatılmış bir spor salonu. Avrupa Basketbol Şampiyonası'nın final maçları burada oynanacak. Tabii bunun için, etraftaki kuşatmanın kaldırılması, binanın 5 milyon dolara elden geçirilmesi gerekiyor.
Bir yıldır Basketbol Federasyonu bunun için uğraşıyor, ama salonun çevresinin tahliye edilmesini bile sağlayamıyor.
Fakat şimdi sanırım, sorun çözülecektir. Çünkü ortada hem Avrupa'ya rezil olma tehlikesi var, hem de küçük düşme ihtimali:
2003'te şampiyonayı düzenleyecek olan İsveç bile bizden ilerideymiş. Salonlarını filan çoktan belirlemiş!
Bence bu durum, Abdi İpekçi Salonu için yeterli derecede güçlü bir fişek olur. Hemen harekete geçen hükümet, bu işi çözümler.
Böylece İstanbul da fırsattan istifade eder, doğrudürüst bir spor ve eğlence salonuna kavuşur.
Paylaş