Paylaş
Galata Köprüsü'nde yediğimiz inanılmaz kazık, devlet ihalesi denilen uygulamanın ülkenin şu anda içinde bulunduğu ahlak ve güven bunalımında oynadığı rolü ortaya çıkaran inanılmaz bir örnek.
Başından beri normal insan aklının alamayacağı bir kandırma ve soygun hikáyesi!
Kandırılan ve soyulan taraf ise biziz, başkası değil.
Seçkin Doğaner'in yazdığı ‘‘Soygunun Öteki Adı: Devlet İhalesi’’ başlıklı kitapta (İletişim Yayınları,1999) gemileri tutsak eden köprünün hikáyesi, bir örnek olarak ele alınmış.
Yazar şöyle diyor:
‘‘Öyle görünüyor ki çürüyen yalnız Galata Köprüsü'nün açılmayan kapakları değildir; sözleşmelere kamu yararını sağlayacak pek çok hüküm koyan, ama gerek olduğunda bunları işletecek siyasi ve bürokratik kararlılığı göstermekten kaçınan koca bir sistem kapaklarla birlikte çürümüştür.’’
Hepimizin uğradığı maddi kayıp, milyonlarca dolarla ölçülüyor. Üstelik, belki bu köprüyü tamamen yıkıp yeniden yapmak bile gerekebilir! Kaybımız henüz bitmiş değil. Daha çok para çıkacak cebimizden.
Bir de manevi kayıp var:
İstanbul'un yüzyıldır bir numaralı kartpostal manzarası olan Galata Köprüsü, bugün hepimiz için bir utanç manzarası.
Paylaş