Paylaş
Dragos Doğayı Koruma Derneği bugün gazetemizin manşetinde yer alıyor. Bu dernek, son yıllarda ortaya çıkan semt derneklerinden biri. Geçmişi son derece kısa: Sadece üç yıl. Ama etkisi, geçmişinden çok daha büyük.
Son beş yılda İstanbul'un her yerinde Dragos Doğayı Koruma Derneği'ne benzeyen dernekler kuruldu, gelişti. Bu derneklerin adında geleneksel ‘‘güzelleştirme’’ ve ‘‘koruma’’ kelimeleri olabilir. Ama kendilerinde hiç de geleneksel olmayan üç yön var.
Birincisi bu dernekler, siyasi değil. Herhangi bir ideolojinin ya da siyasi partinin kuyruğunda hareket etmiyorlar.
İkincisi bu dernekler, bizim ancak siyasi nitelikli bir örgütte görmeye alıştığımız kadar cesur.
Yani, başlarını önlerine eğmiş, resmi yöneticilerin yörüngesinde hareket eden, bir lokal açarak kendilerine bir sosyal çevre yaratmayı amaçlayan alıştığımız derneklere benzemiyorlar. Semtlerini gerekirse resmi yöneticilere karşı bütün yasal yollara başvurarak korumak için inatla mücadele ediyorlar.
Üçüncüsü, bu dernekler başarılı. Yani, vurdukları yerden ses getiriyor, tabandan gelen bu tür baskılardan hiç hoşlanmayan yöneticilere bile kendilerini kabul ettirebiliyorlar.
İşte demokrasi bu. Yoksa birkaç yılda bir sandığa oy atmak değil!
Paylaş