Paylaş
Genel ve yerel seçimler için 18 Nisan 1999 tarihi belirlenmişti, ama bu tarihte genel seçimin yapılmayacağı havası bütün şiddetiyle esiyor.
Fakat yerel seçim ne olursa olsun yapılacak; hatta genel seçimden vazgeçilirse 18 Nisan'ı beklemenin bir gerekçesi kalmadığından, normalde olması gerektiği gibi Mart ayının son pazar günü yapılması gerekiyor.
Şu anda siyasi partilerin kendi içlerinde aday belirlemek için şiddetli bir mücadele sürüyor.
Mücadele siyasi platformda sürmüyor, ‘‘siyasi’’ platformda sürüyor.
Çünkü iki ‘‘siyaset’’ var.
Biri kitabi anlamda, yani dünya, ülke, şehir, mahalle için projeler üretmek, bu projeleri gerçekleştirmek için örgütlenmek, bu projeleri seçmenlere anlatmak...
Diğeri gerçek anlamda, yani bir yer kapmak için hasımlarına takılacak çelmeler üretmek, bu çelmeleri gerçekleştirmek için her türlü yola başvurmak ve seçmenlere içi boş palavralar sıkmak...
Tabii ki şu anda partilerde yerel seçim adaylarını saptamak için sürdürülen mücadele bu ikinci türe giriyor.
O zaman da siyasi partiler gittikçe anlamlarını kaybediyor. Seçmenlerle bağları zayıfladıkça zayıflıyor, mesafe açıldıkça açılıyor.
Seçmenler kendi bölgelerindeki belediye başkanının hangi partiye mensup olduğunun hiç bir önemi kalmadığını biliyorlar.
Ortada üç parti var: Dolandırıcı ve Üç Kağıtçılar Partisi; Daha Az Dolandırıcı ve Üç Kağıtçılar Partisi; Normaller Partisi.
Belediye başkanınız, parti kartı ne olursa olsun, aslında bu partilerden birine üyedir. Tabii en az üyesi olan partinin hangisi olduğunu söylemeye gerek yok.
Siyasi partiler kendi altlarına koydukları bu dinamiti patladıktan sonra farkedecekler.
Paylaş