Paylaş
İSTANBUL Çocuk Meclisi, yarıyıl tatilinde bir ‘‘Karne Sendromu Hattı’’ açmıştı.
Bu hattın çalışmalarıyla ilgili Kemal Diyarbekir'in haberi bugün 4'üncü sayfamızda yer alıyor. Geçen yarıyılın karne kurbanlarının sayısının 5 olduğunu öğreniyoruz. Beş öğrenci bu yüzden canına kıymış!
İntihar, zaten yeterince ürkütücü, geride kalanları da feci bir suçluluk duygusu ve içinden çıkılmaz bir hesaplaşmayla başbaşa bırakan bir felaket.
Ama bir yetişkin intihar ettiğinde, onun kendi kaderi hakkında karar verme kabiliyetine sahip olduğunu düşünebiliriz.
Peki intihar eden bir çocuksa?
Bunu söyleme hakkımız ortadan kalkar.
Bundan böyle okullarda karne vermeyelim, bütün çocuklara yüksek notlar verelim, demek istemiyorum.
Kaldı ki, çocukların asıl sorunları okulda değil evde. Nitekim, İstanbul Çocuk Meclisi Genel Sekreteri Mevlana İdris büyüklere ‘‘İlla birini dövecekseniz, çocukları değil yastıkları dövün’’ dediklerini söylüyor.
Evet Türkiye çok dayakçı bir ülke. Herkes birilerini dövüyor. Çocuklar ise, başkalarını dövecek gücü olmayanların hedef tahtası.
Her yetişkinin içi dolu, iyi bir yastığa ihtiyacı var.
Paylaş