Paylaş
1997 nüfus sayımı gösterdi ki, şehrin her iki ucuna yapılan ve sonu mutlaka ‘‘site’’, ‘‘city’’, ‘‘şehir’’, ‘‘kent’’ kelimesiyle biten yeni mahalleler 1990-1997 arasında bu ilçelerde nüfusu patlatmıştı.
Çünkü bu tür sitelerin en çok yapıldığı Büyükçekmece, İstanbul'un ilçeleri arasında nüfus artışında rekor kırdı. 1990'dan 1997'ye nüfusu yüzde 10.1 arttı.
Çoğu yüzme havuzlu, güvenlik ordulu, yüksek duvarlı, özel otoparklı bu küçük şehirler, İstanbul'un her iki yakasında hala boş araziler bulunan ilçelerde kuruldu. Ta Tuzla ve Şile'den Beylikdüzü ve Behçeşehir'e kadar...
Bunların bir bölümüne şehrin içinden ulaşmak için para ödemeniz gerekiyor. Çünkü şehirlerarası paralı otoyolun öbür kısmında kalıyorlar...
Siteler İstanbul'dan korunmak isteyen insanlara yönelikti. Gelir düzeyi yüksek olanlar çocukları ve eşleriyle birlikte bu yürüyüş yollu, tenis kortlu, özel okullu, tam gereken sayıda ağaçlı, tertemiz çimli küçük dünyalarında içe kapalı, düzenli ve dengeli bir hayat sürmeye başladılar.
Biraz sıkıcıydı belki, ama olsun. Hiç değilse evlerinde bir şey bozulduğunda özel tamirciler hemen geliyor, çöpleri alınıyor, otomobilimi nereye bırakacağım diye kara kara düşünmüyorlardı.
Tabii bu siteler oldukça pahalıydılar.
Her inşaat şirketi bunlardan ikişer, üçer yaptırdı. Ekonominin büyüme dönemlerinde buradaki villalar, apartman daireleri peynir ekmek gibi satılıyordu.
Ama şimdi emlak piyasasına durgunluk hakim.
Artık çoğu ‘‘city’’ alıcı bulamıyor. Aralarında çok az satış yapabilenler var. Başlattıkları reklam ve halkla ilişkiler kampanyaları bunu doğruluyor.
Bu ekonomik kriz, ‘‘city’’ yapımını biraz yavaşlatabilir. Boş kalanlar çürümesin de!
Paylaş