Paylaş
Mimarlık tarihçisi, New Jersey Institute of Technology Mimarlık Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Zeynep Çelik'in ‘‘19. Yüzyılda Osmanlı Başkenti: Değişen İstanbul’’ adlı kitabı, şehrimizin nasıl modernleştiğini, değişimin bu yüzyıla özgü olmadığını, geçen yüzyılda başladığını ortaya koyan kapsamlı bir araştırma.
Kitap birkaç yıl önce Selim Deringil tarafından İngilizce'den çevrildi ve Tarih Vakfı tarafından yayımlandı.
Burada en çok dikkatimi çeken nokta, İstanbul'u Batı standartlarında modern bir başkent yapmayı kafalarına koyan Tanzimat yöneticilerinin, yangınlardan faydalanmaları oldu!
Ahşap bir mimariye sahip olan İstanbul, belki depremden korunuyordu ama büyük yangınlara kurban gidiyordu.
19. yüzyılın ikinci yarısında özellikle tarihi yarımadada meydana gelen her yangın, yöneticiler için bir fırsat olarak kabul edildi. Mahalleler yeniden yapılırken kurallar getirildi. Sokaklar genişletildi, evlerin yüksekliklerine standartlar konuldu.
İstanbul çıkmaz sokaklarla doluydu. Bunlar eski bir kentin kendiliğinden gelişme sürecinde doğaldı, ama ulaşım ve güvenliğin önem kazandığı modern bir kentte sorun yaratıyordu.
Böylece İstanbul'daki her yangında mümkün olduğu kadar çok sayıda çıkmaz sokak ortadan kaldırıldı.
Buna rağmen şehrimizin birçok yerinde hálá küçük, sevimli (ya da sevimsiz!) çıkmaz sokaklar var. Arkadaşımız Sevinç Yavuz bugün 11. sayfada yer alan yazısında şehrin bu özelliğini ele alıyor.
Başka çıkmaz sokaklarla kuşatıldığımız bir dönemde gerçek çıkmaz sokakları okumak ilginç olabilir!
Paylaş