Çapa'da kaos

Ayşen GÜR
Haberin Devamı

Hepimizin Çapa olarak bildiği İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi, sadece İstanbul'un değil Türkiye'nin en önemli hastanelerinden biri.

Gerçi İstanbul'da özel hastaneler mantar gibi bitiyor (son resmi rakamlara göre 111 tane), ayrıca çoğu eğitim hastanesi olan, yani aynı zamanda uzman hekim yetiştiren büyük devlet ve SSK hastaneleri de var.

Ama Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi, kapasitesi ve bilimsel düzeyiyle yeri doldurulamaz bir tıp merkezi.

Buna karşılık herhalde bu kadar sorunlu bir kurum da az bulunur.

Ben yalnız tek bir sorun üzerinde durmak istiyorum. O da, böyle bir kurumu yönetmenin, böyle bir kuruma hakim olmanın ne kadar zor olduğu.

Çapa Tıp Fakültesi'nin sekiz aylık dekanı Prof. Dr. Faruk Erzengin'in görüşlerine iki kere gazetemizde yer verdik. Birincisi, fakülte bahçesindeki otopark sorunuyla ilgiliydi.

Dekan, arkadaşımız Ayten Görgün'e, fakültedeki bazı görevlilerin, hastane bahçesinde park eden araç sahiplerinden para aldığını, beş görevliyi bu yüzden işten çıkartmak, beşini de başka görevlere atamak zorunda kaldığını söylemişti:

‘‘Kökünü kazımak için ne gerekirse yapmaya çalışıyoruz. Ama her birinin başına bir polis koyamıyoruz. Dürüstü de var, üçkağıtçısı da!’’

Çapa Tıp Fakültesi Dekanı, elindeki yetkilere rağmen, kurumun kendi görevlilerine hakim olmakta zorlanıyordu.

Aynı zorluk, büyük hastanelerin başındaki ilaç simsarları derdiyle yine karşımıza çıkıyor. Dekan, bu defa arkadaşımız Savaş Özbey'e, ilaç simsarlarına karşı başlattığı mücadeleden söz ediyor. Bu mafyanın, hastane içinden destek görmeden ayakta kalamayacağı kanısında.

Hep aynı şey: Hastanenin otopark sorunu var ya da ilaç sorunu var. O zaman birileri boşluğu yasadışı yollardan dolduruyor ve bundan para kazanıyor. İçerden birilerine pay vermeden de böyle bir düzeni sürdürmek mümkün değil.

Bu derdi, Çapa'nın dürüst çalışanlarının da itibarını koruyarak çözmek oldukça zor.

Yazarın Tüm Yazıları