Bunların hiçbiri tesadüf değil

Ayeşen GÜR

ALIŞVERİŞ merkezi uzmanı Avi Alkaş'ın arkadaşımız Necla Bayraktar'a söylediği bir söz dikkatimi çekti:

‘‘Bir alışveriş merkezinde hiçbir şey tesadüfi değildir!’’

Carousel'in yürüyen merdivenlerinin yönü her gün değiştiriliyormuş. Böylece buraya her gittiğinizde başka bir yerden dolaşmak, başka mağazaları görmek zorundasınız. Bilinçli bir şekilde yönlendirildiğinizden haberiniz bile yok!

Alışveriş merkezleri, kapalı, kendine yeten, eksiksiz bir dünya sunuyor.

Şehrin uç noktalarındaki siteler, kapalı, kendine yeten, eksiksiz bir dünya sunuyor.

Camları açılmayan, çok katlı, modern binalardaki işyerleri, kapalı, kendine yeten, eksiksiz bir dünya sunuyor.

Kapalı, kendine yeten, eksiksiz otomobiller de üçünü birbirine bağlıyor.

Bazı insanlar hapishanede yaşadıklarının farkında mı?

Bisiklete destek

İSTANBUL, Konya, Viyana ya da Pekin gibi düz bir şehir değil. O şehirlerde insanlar bisikleti ulaşım aracı olarak kullanabiliyor.

İstanbul ise yedi tepe üzerine kurulmuştu; sonra bu tepeler küçük rampalar gibi gözükmeye başladı göze; şehir çok daha yüksek sayısız tepe üzerinde yayıldı.

Tabii böyle inişli-çıkışlı bir şehirde bisikletle dolaşmak hayli zor.

Ama bu kadarı da olmaz ki! Bisikletin hiç hesaba katılmadığı bir şehir İstanbul. Sadece bir-iki parkta laf olsun diye bir yol ayrılmış. Haftada bir, 1-2 saat yapılacak bir spor dalı olarak düşünülüyor.

Oysa bisikletle dolaşmak, bir şehirde yaşadığını hissetmenin en güzel yolu.

Bu yüzden, bütün bisikletseverlere duyurulur: 30 Nisan Pazar günü Bisiklet Şenliği var. Herkes katılabilecek.

Yaşasın bisiklet!