Paylaş
Okurlarımızın izniyle bugün, Hürriyet İstanbul olarak başımıza gelen bir olaydan söz etmek istiyorum.
6 Ocak'ta bu gazetede arkadaşımız Sevinç Yavuz'un mimarlık tarihi uzmanı Prof. Dr. Metin Sözen'le yaptığı bir söyleşiye yer verilmişti. Röportaj, Topkapı Sarayı'na ilişkindi. Giriş bölümünde Metin Sözen kısaca tanıtılıyor, eserleri sıralanırken de ‘‘Eski Evler Eski Ustalar'' ve ‘‘Anadolu'da Konutun Öyküsü'' adlı iki belgesel filmden söz ediliyordu.
Aylar sonra 21 Nisan'da Anadolu Ajansı'ndan bir haber geçti: Sevinç Yavuz'a Uyarı... İki gün sonra Yeni Şafak Gazetesi, aynı başlıkla haberi okuyucularına duyurdu.
Sevinç, Basın Konseyi tarafından Basın Meslek İlkelerinin 6. maddesi gereğince, ‘‘uyarı'' cezası almıştı.
Bu madde ‘‘gazetecinin araştırabileceği konuları araştırmadan'' yazması ve hata yapmasıyla ilgiliydi.
Biz şaşırıp kaldık.
Ne Sevinç'in ne de editör olarak bizim hiçbir şeyden haberimiz yoktu.
Sonradan öğreniyoruz: Maltepe Üniversitesi Dekanı Prof. Dr. Ersan İlal (hukuk ve iletişim uzmanı) ile yönetmen Suha Arın Basın Konseyi'ne müracaat etmiş, ‘‘Eski Evler Eski Ustalar'' ve ‘‘Anadolu'da Konutun Öyküsü'' adlı belgesellerin Metin Sözen'e değil, Suha Arın'a ait olduğunu belirtmiş, Sevinç Yavuz'u şikayet etmişlerdi...
Hata yaptık diye üzüldük.
Ama sonra anladık ki olay basit değildi.
5 Mayıs'ta II. Arkeolojik Filmler Festivali sırasında bir panelde ‘‘bildiri''ye benzer bir metin dağıtılmıştı. Metin, Basın Konseyi'nin Sevinç Yavuz'a yönelik uyarı kararıydı.
Bu metni gören dört yönetmen Hasan Özgen, Hakan Aytekin, Cahit Seymen ve Bilgin Adalı, ortak bir yazı yazarak Basın Konseyi'ne başvurdular.
‘‘Eski Evler Eski Ustalar'' belgeseli 12 bölümden oluşuyordu; Suha Arın dördünü yönetmişti, geri kalan bölümler ise onlara aitti!
Metin Sözen ise her iki belgeselin genel danışmanıydı.
Hadi bakalım!
Benim anladığım şu: Bu belgeseller yapılırken bir şeyler olmuş. Yönetmenler, danışmanlar, belgeselleri paylaşamıyorlar. Belgesel kime ‘‘ait''? Kimin manevi ‘‘mülkiyetinde''?
Bu konuda bir anlaşma yok. Ekip çalışması çuvallamış.
Aralarında anlaşmazlıklar, sürtüşmeler var.
Olabilir.
Bu anlaşmazlığın, bizim gazetemizde çıkan bir haber üzerinden çözülmeye çalışılması, II. Arkeolojik Filmler Festivali gibi Hürriyet İstanbul'un önem ve yer verdiği, okur kitlesinin bir bölümünün katıldığı bir platformda bildiriler dağıtılması bizi çok üzdü.
Taraflar, aralarındaki anlaşmazlığı bizim gazeteci olarak çok ciddiye aldığımız Basın Konseyi'nde değil, mahkemelerde çözümlemeyi deneseler, daha iyi olur.
Paylaş