Paylaş
İnsan kriz konusunda şerbetlenebilir mi? Evet, kesinlikle.
Benim ömrüm (yaşıtlarımınki de tabii) hep krizle geçti. Çok küçüktük, IMF ile tanıştık. Öğrencilik yıllarımız karaborsa, döviz, yağ, benzin, fuel-oil kıtlığıyla geçti.
Sonra 28 Ocak (1980) kararları geldi, bu defa ‘‘istikrar programı'' uygulayan ülkelere özgü sıkıntılara göğüs gerdik.
Bu programların geçici olduğu, bir kere bu sıkıntılara katlanıldıktan sonra düzlüğe çıkıldığı söylenirdi; fakat tam şöyle nefes alacağız derken, yeniden irili-ufaklı krizler geldi.
1994'teki kriz başladığında insanları hemen etkileyen para piyasalarında büyük ve anormal bir altüst oluş yaşandığından, hepimiz şaşkına dönmüş, paniğe kapılmıştık. Bu son paniğe kapılışımız oldu zaten, şerbetlendik.
Gerek global, gerek yerel nedenlerden kaynaklanan büyük bir krizin içindeyiz şimdi. Ama panik havası yalnız krizin doğrudan vurduğu kesimlerde ve insanlarda görülüyor.
Şu anda İstanbul belediyelerinde çalışanların büyük bir kısmı maaşlarını almakta zorlanıyorlar veya ‘‘acaba önümüzdeki ay maaşımızı alabilecek miyiz?’ korkusu içindeler.
Gamlı baykuş gibi konuşmak istemem, ama belki hepimiz için aynı soruyu sormanın zamanıdır: Acaba bir sonraki ay maaşınızı alabilecek misiniz? Daha sonraki ay da işsiz kalmayacağınızdan emin misiniz?
Refahtan vazgeçtim, iyice ihtiyarlamadan şöyle krizsiz birkaç sene geçirsek, başka bir şey istemiyorum artık!
Paylaş