Paylaş
İstanbul'da depremden sonra Bayındırlık İl Müdürlüğü 15 bin 103 konuta orta hasar raporu vermiş, 3059 konutta da ağır hasat tespit edilmiş.
Bir bakıma, yıkılması kararlaştırılan ağır hasarlı evlerin sahipleri daha şanslı. Çünkü onların bundan sonra güvenecekleri bir konutu olacak. Bayındırlık Müdürlüğü onlara üç alternatif sunmuş:
1. Konut başına 6 milyar liralık yardımı alarak bununla bir ev almak.
2. Aynı yardımı alıp yıkılan evinin arazisine yeni bir bina yapmak.
3. Bayındırlık'ın yaptıracağı yeni siteden daire almak.
Bir de dördüncü bir alternatif var: Çerkezköy'de Emlak Bankası'nın toplu konutlarından daire alabilirler. İyi bir fırsat. Çünkü buradaki 134-138 m2'lik daireler 7-8.5 milyar, 86-89 m2'lik daireler de 4.5-4.6 milyar liraya afetzedelere satılacak. Küçük daireyi tercih eden, standart yardım olan 6 milyar liradan tasarruf etmiş bile olacak!
Bayındırlık İl Müdürü Firdevs Yüksel, yaklaşık 600 ailenin bu alternatifi tercih ettiğini söylüyor.
* * *
Orta hasarlı evlerde ise bir anlamda daha büyük sorunlar yaşanıyor.
Bayındırlık Bakanlığı'nın uyguladığı prosedür şöyle:
l Apartmanın mal sahipleri Bayındırlık'tan toplam 2'şer milyar olan yardımın yüzde 10'unu alıyor. Bir proje kontrol şirketine başvuruyor. Bina bu şirket tarafından inceleniyor, bir takviye projesi hazırlanıyor.
l Bu projeyle Bayındırlık'a müracaat ediliyor. Bütün belgeler tamamsa (binanın imar izni dahil) yardımın yüzde 30'u hak sahibine ödeniyor.
l Takviyenin yarısına gelindiğinde yardım parasının yüzde 40'ı ödeniyor.
l Bitme aşamasında yapı kullanım izin belgesi (iskan ruhsatı) isteniyor. Yardımın geri kalanı da ödeniyor, iş bitiyor.
Tabii bu süreçte sıkıntılar yaşanıyor. Bunların başında da takviye projesiyle müteahhidin bu projeyi nasıl uyguladığı sorunu geliyor.
Ancak müteahhidin yaptığı çalışmayı da proje kontrol şirketi denetlemek zorunda. Eğer bina gerektiği gibi tamir edilmemişse, bu şirket mal sahibi karşısında sorumlu. Mal sahibi bu şirketi dava edebiliyor.
* * *
Peki İstanbul'un binaları temize çıkmış oluyor mu?
Firdevs Yüksel, bu aşamada binaları sadece ‘‘afet zararı'' açısından ele aldıklarını hatırlatıyor. Yoksa, İstanbul'daki çoğu binada depremden kaynaklanmayan inşaat sorunları olduğunu o da biliyor ve net konuşuyor: ‘‘Hasarı tespit etmemiz, binaya kredi veriyoruz anlamına gelmiyor.''
Bu İstanbul için çok önemli bir söz. Çünkü afetzedelerin sorunları zamanla çözülecek, ama sayısız binanın inşaat sorunları yok olmayacak.
Bundan önce belki iyi bilmiyorduk.
Ama bundan sonra evinde kolon kesen, binasına sonradan ekler ilave eden ev sahiplerine kolay kolay acıyamayız.
Paylaş