Bıçaklanmamış annelerin günü

Ayşen GÜR
Haberin Devamı

‘‘Bir hiç yüzünden başlayan kavgada, 26 yaşında genç bir kadın mezara, kocası da hapse girdi. Olan da iki çocuklarına oldu...’’

Böyle bir yorumla sunulan çok cinayet haberi var gazetelerde. İki tarafa da acıyan, olayın nedeninin bir ‘‘hiç’’ olduğunu iddia eden, bütün dikkatleri de çocuklara yönelten bir bakış.

Ama bir de olayı dinleyin:

Gaziosmanpaşa'da yaşayan iki çocuklu bir çift var. İdeal aile. O kadar ideal ki çocuklardan biri erkek, diğeri kız.

Sonra kadın 7 santim derinliğinde bir bıçak yarasıyla evinde bulunuyor, SSK Okmeydanı Hastanesi'ne kaldırılıyor.

-Nasıl oldu bu? diye soruyorlar.

-Mutfakta bulaşık yıkarken meyva bıçağının üstüne düştüm!

Bu kadının son sözleri. Ameliyata alınıyor ve ölüyor.

Kocasını gözaltına alıyorlar.

Çocuklara soruyorlar.

-Nasıl oldu bu?

-Babamız yemek yapmadığı için annemize çok kızdı, bıçağı sapladı.

Meyva bıçağı yıkanmış olarak mutfakta bulunuyor.

Koca mahkeme tarafından tutuklanıp cezaevine gönderiliyor.

Ölürken bile kocasından korkan bir kadın; karısı son nefesini verirken ona ‘‘sakın polise gerçeği anlatma, bıçağın üstüne düştüm de’’ diye tembih eden bir erkek...

Olay hakkında (şimdilik) bildiklerimiz bunlar. Mahkeme başlayacak.

* * *

Bir genç kadın mezara, bir genç erkek hapse giriyor, ikisine de vah vah vah!

Bayılıyorum gazetelerdeki bu hoşgörüye.

Bu kaderci, bilge yorumlara, ‘‘bir hiç’’ yüzünden işlenen cinayetler karşısındaki bu soğukkanlı, bu tarafsız tutumlara!

Buna hiç bir itirazım da yok aslında. Yalnız tek bir isteğim var:

Bu hoşgörüyü, bu tarafsızlığı, bu soğukkanlılığı, bu bilgeliği, gazeteciler olarak herkese karşı gösterebilsek keşke! İblis, Manyak, Vatan haini gibi sıfatları biraz tutumlu kullanabilsek!

Bu arada, pazar günü annenizin gününü kutlamayı unutmayın.

Babanız tarafından bıçaklanmadıysa tabii!

Yazarın Tüm Yazıları