Paylaş
Aslında ben İstanbul'da seçimleri izleyecek, yorumlar yazacak ve bu konuyla ilgilenen muhabir arkadaşlarımızla birlikte çalışacaktım.
Bu işi de elimden geldiğince yaptım. Ama sürekli eleştiriliyordum. Siyaseti hiç ciddiye almadığım, anlamadığım, hiçbir adayı beğenmediğim, partilerin milyonlarca dolar vererek hazırlattığı reklam kampanyalarıyla lay ettiğim, çok karamsar olduğum söyleniyordu.
Gerçi aldırmıyor, bu eleştirilere direniyordum; fakat yavaş yavaş bu seçimler rüyama girmeye başladı.
Bir gece uyuyorum; kendimi onbinlerce insanın toplandığı büyük bir stadyumda buluyorum. O insanlar Sessiz Çoğunluk'muş. Sahada tel çerçeveli, kaliteli siyasetçi gözlüğünü takmış, bir elini çenesine dayamış bir adam var, dik dik bakıyor; tribünlerde binlerce insan çenelerini sonuna kadar açmış bağırıyor, ama sesleri çıkmıyor.
Ertesi gün Zekeriya Temizel'in DSP İstanbul Belediye Başkanı, Mustafa Sarıgül'ün de DSP Şişli İlçesi Belediye Başkanı adayı olduğunu öğreniyorum; o gece rüyamda ikisini yanyana görüyorum. Temizel sağ eliyle Sarıgül'ün sol elini yakalamış yukarı kaldırıyor, yumruk yapıp sıkıyor, birlikte halka gülümsüyorlar. O temiz ellerle o sarı gülleri yan yana gördüğüm anda kan ter içinde uyanıyorum.
Doğru Yol Partisi her yere ‘‘Çare bizde’’ diye pankartlar asmış, altına bizi arayın diye bir telefon numarası vermiş. Telefon numarası 212-219 00 55. Muhabir arkadaşım Metin Yüksel'e ‘‘bir telefon et de sor bakalım bu reklamı kim hazırlamış?’’ diyorum; Metin telefon ediyor, karşısına çıkan hanım ‘‘ben nereden bileyim canım, genel merkeze sorun’’ diyor.
O gece ben kendimi telefon ederken görüyorum. Arıyorum DYP'yi, çare onlarda olduğuna göre derdimi anlatacağım, ama şaşırıyorum ve ağzımdan şu sözler dökülüyor:
‘‘Mehmet Ali Beeey! Kocam hasta, kaynım kaza geçirdi. N'ooolur yardım edin bana Mehmet Ali Beey!’’
* * *
Bu son rüyadan sonra, artık ben de kabul ettim. Siyasetten anlamıyorum. Kah hiç ciddiye almıyorum, kah aşırı ciddiye alıyorum.
Seçim haberlerini, kulislerdeki dedikoduları, perde arkasında olup bitenlerini okuyucularımıza duyurması için başka bir yazara ihtiyacımız olduğunu kabul ettim. Bugünden itibaren yeni bir yazarımız var.
Politikayı benden çok daha iyi bilen Tümer Yalçın sık sık İstanbul'dan siyaset haberleriyle sizi aydınlatacak.
Kimliğinin ortaya çıkmasını istemiyor, haklı, çünkü insan bu işte büyük baskılarla karşılaşıyor, benim başıma gelenlere baksanıza!
Paylaş