Baba Cafer tipi zindan

Ayşen GÜR
Haberin Devamı

BUGÜN ikinci sayfada yayımladığımız Ersin Kalkan'ın haberi, bana hararetle tartışılan ‘‘F tipi cezaevi reformu''nu hatırlattı.

Eminönü'nde çok güzel bir taş bina burası. Altı ünlü Baba Cafer Türbesi, üstü yine ünlü Baba Cafer Zindanı.

Altını Kültür Bakanlığı restore etmiş, üstü kimsenin umurunda değil. Öyle ya bir zindanı, bütün tarihi değerine rağmen kim hatırlamak ister!

Oysa Ersin'in yazısından anlıyoruz ki, Baba Cafer zindanı daha 18. yüzyılda bir cezaevi reformu yapılmasına neden olmuş.

Reform, zindanda dönen rüşvet, suiistimal ve baskı düzenini ortadan kaldırmayı amaçlıyor, ama ne fayda!

Zindan icad edildiğinden bu yana bu düzeni hiçbir reform ortadan kaldırabilmiş değil.

İster Baba Cafer tipi, isterse A, B, C, D, E, F ve hatta G, H, I tipi cezaevi yapılsın, zindan meselesi toplumun bağrına bir diken gibi batmaya devam edecek.

Peki ama suçluları mutlaka bir binaya kapatarak tecrit etmek ve cezalandırmak gerektiğini, bundan başka bir sistem olamayacağını nereden çıkardık? Biz zindana mahkum muyuz?

Eskiden, Roma İmparatorluğu gibi hapishane ve hapsetme kavramının hiç olmadığı güçlü devletler vardı. İlerde de bambaşka ceza sistemleri geliştirilemeyeceğinden bu kadar emin miyiz?

Yazarın Tüm Yazıları