Paylaş
Partilerin reklamlarını izleyen muhabir arkadaşım Zeynep Güven anlattı. KADER, Şeyda Taluk'u seçim kampanyalarını izlesin diye ABD'ye göndermiş. Şeyda Taluk döndüğünde dernektekilere şöyle demiş: ‘‘Beni oraya boşu boşuna göndermişsiniz. Yaptıkları en önemli şey, kapı kapı dolaşıp seçmeni ikna etmek...’’
Taluk şunları ekliyor: ‘‘Kampanyalarda seçmenle birebir temas kurmak, onu evinde ziyaret etmek bütün dünyada uygulanan ve asla eskimeyecek bir yöntem. Çünkü seçmen kendisini önemli hissetmek istiyor.’’
Buna Amerikalılar ‘‘grassroots’’ yöntemi diyormuş. Amanın ne çağdaş! Amerikalılar eşeği boyayıp satmakta mahirdir zaten.
Ama ‘‘Amerika'yı yeniden keşfetmeye gerek yok’’ lafı doğru değildir. Amerika'yı kaybederseniz eğer, yeniden keşfetmeniz şarttır!
Partilerde böyle bir durum yaşıyoruz.
Kamuoyu araştırma şirketlerinden birinin sahibi, anketlerin açıklanmasının yasaklanmasını şöyle eleştiriyor: ‘‘Seçmeniyle birebir ilişki kuran FP dışında, diğer partilerin tek açılımı olan anketin yasaklanması FP ve HADEP'e yarıyor!’’
Yani, FP dışında seçmeniyle birebir ilişki kuran parti yok, demek istiyor!
ANKA Ajansı'nın 3 Mart'ta geçtiği bir habere göre de Deniz Baykal, CHP'de ‘‘propaganda yöntemi konusunda medyaya ağırlık verilmesini isteyen yöneticiler ile halka gitmeyi isteyen yöneticilerin’’ arasında kalmış!
Partilerin Amerika'yı yeniden keşfetmesi gerekiyor. Uzaktan Sessiz Çoğunluk'un sesi gelsin diye beklemekle olmuyor. Sokak sokak, ev ev, kahve kahve dolaşmak gerekiyor.
Muhtar adaylarını örnek alın!
Paylaş