Ağlayankaya'daki tesis serap değil

Ayşen GÜR

DÜNKÜ gazetemizin manşetinde iki haber vardı. Birisi, Sedat Peker'in Şile'de Ağlayankaya'da yaptırdığı büyük tesis. Diğeri, Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlar 1999 Raporu'nda aynı kişiyle ilgili olarak yapılan ilginç yorumlar.

Raporda dolaylı olarak Sedat Peker'den söz edilen satırlarda şöyle diyor:

‘‘Suç gruplarının, haksız kazançlarının bir kısmını yardım adı altında (doğal afetler gibi) dağıtmak suretiyle kamuoyunda sempatik görünmeye çalışarak, legal alana kaymak istedikleri ve böylelikle giremedikleri bir kapıyı 'işadamı' sıfatıyla açmaya çalıştıkları görülmektedir.''

İşte manşetimizde bu Sedat Peker'in Ağlayankaya'da, çivi bile çakılmaması gereken bir doğal SİT alanında çok geniş bir tesis yaptığı, bunu tel örgülerle denize kadar çevirdiği, kamuya açık olması gereken bir koyu kapattığı belirtiliyor, bu tesis koca bir fotoğrafla gösteriliyordu.

İnşaat 20 Temmuz 1997'de başlamış, Şile eski belediye yönetimi üç kere mühürlemiş, nihayet 25 Şubat 1999'da mahkemeden yıkım kararı çıkmıştı.

Bu tarihten birbuçuk ay sonra belediye seçimleri oldu ve yönetim değişti. Yönetim değiştikten sonra inşaat bitti ve tesis faaliyete geçti.

Şile Belediye Başkanı İhsan Çayıroğlu, dün bir açıklama yolladı:

‘‘Üç kere mühürlemiş de ne olmuş? Söz konusu alanda imar izni veren mühürledik diyen eski başkan yine döneminde bir tek imara ve projesine uygun inşaat yapılmasını imkansız hale getirmiştir. 1989-1994 yıllarında Türkiye'de kendi insiyatifi ile sit kararı alabilmiş ve koruma imar planı yaptırmış Belediye Başkanı olarak 25 cm imar tavizi vermediğimi ve bu yüzden seçimi kaybettiğimi bilgilerinize sunar ve ayrıca 'Şile Belediyesi'nin düzenlediği bir dizi etkinlik bile bu tesiste yapıldı' ifadesi son derece yalan ve kasıtlı bir haberdir. Saygılar sunarım. Eczacı İhsan Çayıroğlu.''

Gerçekten de bu tesiste belediyenin bir toplantı düzenlediğine dair edindiğimiz bilgi, doğrulanmadı. Çayıroğlu'nun diğer açıklamalarının ise Sedat Peker'in Ağlayankaya'daki şatosuyla hiçbir ilgisi yok.

Bu arada Şile'nin eski Belediye Başkanı Şecaattin Güney de açıklama yaptı: ‘‘Şu anda Şile Belediye Başkanı ben değilim. Bu nedenle yönetim ve icraattan sorumlu değilim. Bugünkü yönetimin icraat ve uygulamaları da beni hiç ilgilendirmiyor.''

Galiba belediye başkanları olayı üstlerine alındılar. Ama zaten biz bu haberi yaparken, belediye başkanlarından kahramanlıklar beklemiyorduk ki!

Türkiye'de yaşıyor, neyin ne olduğunu biliyoruz.

Ama orada haksız yere yapılmış ve İstanbul'un en güzel koylarından birini kapatmış bir tesis var. Hakkında yıkım kararı var.

Ve yıkılamıyor. İşte mesele bu!