Afet yardımı katsayıları çok ilginç

Ayşen GÜR
Haberin Devamı

18 NİSAN'dan bugüne kadar geçen sürede ilçe belediye başkanlarının çoğu sıkıntılıydı. Bir dokununca bin ah işitiyordunuz.

Sorunlar, belediyelerin borçlarıyla başladı. Müteahhitlere olan borçların yanısıra, işçilerinin ödenmemiş vergi ve SSK primleri dolayısıyla kamu kurumlarına da borçluydular. Bunları taksitlendirerek çözmeye çalıştılar. Geçen dönemden borç devralmış olanların bir kısmı, borçların tam listesini bile çıkarmakta zorlandı.

Ardından deprem geldi. Bayındırlık Bakanlığı, ruhsat verme işlemini durdurdu. Oysa belediyelerin çok önemli bir gelir kalemiydi bu.

Sonra toplusözleşme dönemi sona erdi, yeniden pazarlık başladı.

Bu yılın başında hükümetin afette hasara uğrayan belediyelere yapılacak yardımlarla ilgili kararı da çoğunun moralini bozdu.

Bu karara göre, belediyelerin genel gelirlerden alacakları pay, afetlerden hasar gördükleri için belli katsayılarla çarpılarak arttırılacaktı. İşte karar bu katsayıların dökümünü veriyordu.

Ancak İstanbul belediye başkanlarının çoğu bu katsayılar hesaplanırken kendilerine haksızlık yapıldığı kanısındaydılar.

Örneğin Osmaniye ilinin Sumbas ilçesine verilen katsayı 5, İstanbul'da depremden en çok hasar görmüş Avcılar'a verilen katsayı 1.7, Bağcılar 1.02!

Gerçi bu katsayı listesi sadece İstanbul için değil, Türkiye için de çok ilginç. Kocaeli-Gölcük'te ikisi de depremden hasar görmüş yanyana iki belediyeye verilen katsayılar arasındaki farka bakın:

Değirmendere 2, Halıdere 5!

İşte İstanbullu birçok belediye başkanı, bu rakamları göstererek, afet yardımlarının başkanların mensup olduğu partilere ya da Ankara'daki ilişkilerine göre hesaplandığını söylüyor.

Tarih özentisi

İSTANBUL Dergisi'nin son sayısında, Prof. Dr. Burhan Şenatalar, İstanbul Üniversitesi'nin kuruluş macerasını özetliyor. Aslında kuruluş tarihi 1933; ancak bu üniversitenin kökenini Fatih döneminde kurulan medreselere kadar götürenler var.

Türkiye, geçmişiyle bağlarını sert bir şekilde kopararak kurulan bir ülke olduğu için, böyle bir köken arama ihtiyacı belki normal. Birçok Türk, Oxford, Heidelberg, Paris ya da Salamanca gibi, tarihi ortaçağa dayalı üniversitelere özeniyor. Gerçi bu üniversitelerin de o ilk halleriyle aralarında ne kadar bağ var, tartışılır; tarihi eser olarak saklanmış binaları ve hocalarının garip kıyafetleri dışında!

Ama bugünkü İstanbul Üniversitesi’ 'nin kuruluşu, olsa olsa 19. yüzyıldaki Darülfünun'a bağlanabilir. Medreselere kadar gitmek özenti olur.

Yazarın Tüm Yazıları